de, hakikatta bir fikri irticadan başka bir şey olmıyan fakat bir takım demokratik şekillere bürünmesini bilen bu mukavemet- leri kat'i suretle tasfiye edecek mahiyettedir. Meselâ: Şu cümleleri alalım: (1) «Tüyk inkılâbı, biribirinin ardından gelen vak'alar değil, her biri, önündekini tamamlıyan büyük hâdiselerin ifadesidir.» alnkılâp bazan yalrnız bir siyasi rejim veya iktisadi bir sistem değiştirmek içindir. Fakat tam inkılâp, milletin içtimgi hayatı- nan derinliklerinde yapılan inhilâptır. İşte Türk inkılâbı böyle tam bir inkılâaptır.n «İhtilâl inkılâp değildir. Türk inkılâbı ihtilölli bir inkıdlüpter.» «Tük inkılâbının tesirleri yalnız bu toprahlara münhasır değil- dir. O, mevzü bir hâdise değildir. Türk inkılâbı cihanşümuldür. Türk inkılâbı yarattığı siklet ile cihanşümuldür.» «Türk inkılabı örnektir.» İnkılâbımızın bu büyük ve orjinal mahiyeti, inkılâp kürsüsün- den ders veren hatiplerin bütün telâkkilerinc hakimdir. Man- mafih ehemmiyeti ve orijinalitesi her yeni delil ile bir kat da- ha vuzuhlanan inkılâbımızın tarifi bahsinde daha kuvvetli for- müllere ihtiyaç vardır. Filvaki gerek Recep, gerek Mahmut Esat Beyefendiler, inkılâbı yalnız siyasi, yahut iktisadi veçhede kal- mıyan ve milletin umumi hayatının bir bünye değişmesi şeklin- de almakla beraber bu inkılâbın tarifimnde, daha ziyade yalnız vak'aları işaret etmekle iktifa ettiler. Mesclâ; Recep Beyefendiye göre: İnkılâp, fenanın yerine iyiyi ikame etmektir.n Bu tarif vak'a bakımından doğru olmakla beraber metot bakı- mından daba işlenmeğe muhtaçtır. Âyni suretlefena ve iyi mef- humu gerek Yusuf Kemal, gerek Mahmut Esat Beylerin umumi izahlarına da hakimdir. Meselâ saltanatın, yahut eski hukuk veya iktisat rejiminin veyahut eski cemiyet unsurlarının mün- hasıran «fenalık» bakımından teşrihi üzerinde varılan heye- canlı izahlar bu meyanda zikrolunabilir. Bu izahların telkini kıymetini takdir etmek lâzımdır. Fakat şu da aşikârdır ki «iyi veya fenas» mefhumları ancak ahlâk$ mefhumlardır. Halbuki (1) Cumhuriyet HıH-_; Fırkası Umumi Kâtibi Recep Beyfendnin dersle- rinden.