Hatta «ihtilâl, inkılâp demek değildir» buyuran Recep Beye- fendinin derslerinde de bu fark izah edilmistir. [nkılip ile ih- tilâli ayırmakta yalnız bu derslerin insicamı değil, umumiyetle fikirlerimizin ve kelimelerimizin teşekkülü için de büyük fai- deler ve zaruretler olduğu süphesizdir. Biz zannediyoruz ki ihtilâl cemiyetin süperstrüktüründe cereyan eden bir cebir ve zor hâdisesidir. Halbuki inkılâp, cemiyetin strüktüründe cereyan eder. (1) Bu taktirde ihtilâl strüktüre, yani bünyeye inmedikçe, mesclâ yalrız siyasi iktidarda kaldık ça inkılâba tahavvül etmemis demektir. Hem tetkik olunursa görülür ki bu tarif bizzat Türk inkılâbının seyrine de çok uy- gundüur. Sonra şunu da kaydetmek lâzımdır ki, tekâmülü inkâr eden ve her nereda tekâmülden bahseden birini görürlerse boğazına sarılmalarını Türk gençliğine tavsiye eden Mahmut Esat Beye- fendinin bu heyecanlı telâkkilerinin telkin bakımından ehem- miyeti aşikârdır. Çünkü yıllardanberi duvarlarımnın arasına hat- ta inkılâp kelimesini sokmıyan, tekâmülü tembelliğim, miskim- liğin mukaddesleştirilmiş bir skolüstiği haline getiren eski bir Darülfünunun an'anesini yıkabilmek için bu heyecanlı isyan doğrudur ve asildir. Fakat şu da tabiidir ki tekâmül ve inkılâp ayni seyrin zaruri merhaleleridir. Ateşte su filvaki yüzüncü de- recede tehahhurata inkılâp eder. Fakat suyu buhara inkılâp et- tiren yüzüncü hararct derecesi değil, yüz hararet derecesidir. Eğer doksan dokuz hararet derecesimni mayii kaynatmadı diyc bertaraf ederseniz, yüzüncü derecenin de ancak bir derecelik ehemmiyeti kalır. Binaenaleyh suyun buhara inkılâbı için bir kemmi teraküm devresi lâzımdır ki işte bu devre bir zaruri te- kâmüldür ve inkılâbın bir unsuru aslisidir. Ayni hali cemiyet hâ- diselerinin de hepsinde görürüz. Meselüâ Fransada saltanatı yı- kan, On altıncı Luinin Sark ordusuna iltica teşebbüsü —degil, Fransada krullık rejiminin On altıncı Luiden evvel gelen bütün Luilerin, bütün kralların milletin kinini ahlaklaştırmak ve sab- (B$| İ!'.kllâ[' va (htilâl mefhuml: i&stündeki telâkkilerimiz su bahiste veril- miştir: İntailâp molhumu va milli kurtulus hareketleri İnkılâp ve Kudro. Sahife: 70-79 Yazan: Şevkat Süreyya,