KADRO “Words, words and words! Hamlet, kendine göre bir inkılâpçı tipidir, —ER Hep yalan, riya va gösterişten ibaret bir saray içerisinde bir parça hakihat ve sami- miyet açlığiyle çırpınır, durur. Sarayın mabeyncibaşısı ikide bir bu âsi genci süküna davet için bir tahım talâketli nasihatlerde bulunur. Hamlet bunları dinler, dinler ve her defasında, cevap olarak omuzlarını silkip şöyle söylenir?; - Words, words and words! (1) Bu, bize iyma eder ki, sözün, kelimenin haddi zatında mudayyen bir kıymeti yoktar. Hele o mabeyncibaşının ağzındaki lâflar ne- vinden beylik sözlerin hükmü, nüfazu, nihayet, kulaklarda da- yânıp kalır, Hiçbir kafadan içeriye giremez, hele pönüllerle mü- nasebeti büsbitün imkânsızdır. Bugün, kırkinı geçmiş vatandaşlarımızın gönlünde ve kafasın- da, on yıllık meşrutiyet devrinin sayısız nutuklarından ne kal- diğini görürsünüz.» Öyle ama, eğer bu söz söylendiği devrin ce- meler, on yil içinde, en az on bin here tekrar gençler hayata bu sesla gözlerini açmış ve ilk adımlarını bunun temposunda atmışttr. Şimdi, şa 1984 yılında hürriyet, müsavat ve adalet diye haykıran bir adamın arkasından kaç kişi yürür zannedersiniz? edilmiştir. Wice Bir Fransız muharriri bunun ahsini iddia eder, der ki: «Halka bir sözü yüz defa tekrar ediniz, onun derhal bir nas haline gir- diğini görürsünüz.» Öyle ama, eğer bu söz söylendiği devrin ce- miyet hayatırda yaşamağa başlamıs kiymet hükümlerinden bi- rini ifade ediyarsa Aksi takdirde sözle yoktan bir fikir veya bir doğma yaratılabileceğine inanmak lâzım gaelir. Harp sonrasının siyasi va ibtisadi edebiyatından bizim dilimi- ze de birçok kelimeler tabirler ve ıstılahlar geçmiş bulanuyor. Bunlardan iki tanesini ele alalım: Teşkilâtlı genclik, Milli iktisat. Burlardan birincisinin bizde al- dığı mahiyet şudur: Muhtelif mesleklere, muhtelif mekteplere, () 'lııı;kr,nvc şu şüretle çevrilebilir: <«Laf, laf hep laf.»