Edeliyat : Eser ve Halk. Yakup Kadri. Eski lâtin şairi Horatio, kendi eserine şöyle hitap eder: «Kitap, ne yapsamı nafile,. gözün hep kitapçı dükkânlarındadır iffet ve hicap sahiplerine aziz olan anahtarlardan ve mühür lerden. sen. nefret ediyorsun; yalnız küçük bir zümre tarafın- dan tanılmak sana yetmiyor. mutlaka geniş halk yığınlarına dağru gitmek isliyorsun; sen ki. bunum için yapılmamıştın. «Haydi. can attığın yere git. Fakat, bir kere gittin mi geriye dön- mek yok. Biri. seni yırtmağa başlarken «Ne ettim. ayvah; ne istedim.» diyeceksin; ve bilirsin; okumaya doymuş kitap me raklısı seni ne çabuk kapayıp bir yana bırakıverir. Eğer senin inadına karşı olan öfkem beni aldatmıyorsa, sana nihayet, Roma içinde bir parlak talih vadedebilirim; o da., gençlik seni terket- mediği müddetçe... bir kerre avamın elinde kirlenmeğe başla- dın mL arlık, hareketsiz güveler tarafından sessizce kemirilip gideceğinden şüphen olmasın. O vakit, sözüne kulak asmadığın nasihatcın. bir ölkke anında ilaatsız eçeğini uçuruma atan adam gibi. arkandan gülecektir. Bir kimseyi kendi arzusuna rağmen kim kurtarabilir? Seni bir buşka akıbet daha bekliyecek: sar- sşak ihtiyarlığında mutlaka, bir köy hocasının eline düşeceksin; ©: senden. afacan mektep çocuklarına. dil dersinde bir takan temrinler çıkaracak,» Şu 1914 yılmda. her hangi bir edebi eseri bekleyen Aakıbet de bundan daha parlak. veya bundan başka türlü bir şey değildir. «Bir defa gittin mi. artık geriye dönmek yok!» Bu sözü. her mu- asır müellif yeni çıkan her kitabının arkasından ayşni iatiran ile haykırabilir. Hele. eserinin içine kalbini koymuş bir sanatkâr için her intişar. bir evlât acısı kadar elimdir. Bir eserin bir ev- lâttan ne farkı var? Bu da, öbürü gibi bizim iliklerimizin için- den süzülerek çıkmıyor mu? Bunu da öbürü gibi bin dikkat ve ihtimam ile bakarak. besleyerek meydana getirmiyor mıyız”? Fakat. işte bir defa konuşup yürümeğe başladı mı. halk dediği- miz karanlık uçurum onu masalların devleri gibi bir solukta ken- 24