dina doğru çekiyor. ve bir dela gitti mi: artık geriya dönmek yok! Bari orada rahat mdır? Bari, orada kendisine, bizce lâyık ol- duğu yer verilmiz midir? Bilemeyiz. Yalnız. ondan bize, arasıra birbirini tutmaz bir takım haberler gelir. Bu haberlerin bazısı bize eserimizin idbarından, bazısı ikbalinden bahseder, Lâkin, kimsec, hiç kimşse, ona koyduğumuz yürek usaresinden bize bir şey söylemez. O eskiyip unutulup gidinceye kadar kusurları gi- bi mezivetleri de y.ııııı'/. bizim ]ı_îm;ıd: bir şır halinde kalır; ka- ri yığını dediğimiz o binlerce kisşiden hiç birina ayan oalmaz. O- na her kes kendine göre bir mânâ verir. Kendi mizacma. kendi kültürüne veya kendi akıdelerine göre onu ya kabul ya reddeder. Güya sanat işlerinin bir ehlihibresi alan münekkit de bu her kes ten başka bir kimse dezildir Anatol France'la Jules Lemaitre, ilmi veya objektif tenkiğe mukabil subjektif tenkidi ikame ettikleri vakit dememişler miy- di ki, «heredebi tenkit, bir eserin bir mizaç arkasından görünü- şüdür.» Biz, bu mizacç kelimesine kültürü ve ahideyi da ilâve ettik. Artık. varın; kendisi de bizzat. muayyen bir mizacın. mu- ayyen bir kültürün. muayyen bir akidenin mahsulü olan bir sa- nat eserinin el tarafından haklı ve dürüst bir taktire mazhar ola bileceğine ihtimal verin! Bazı münakaşalı eserleri söyle bir yana bırakıyoruz. Meydana çıktığı günden itibaren halkın rğabet ve muhabbetini kuzaunmış maruf ana eserleri ele alalım. Meselâ bir «Hamlet» ten İngiliz halkı içinde her kesin ayni manayı çıkarıp: aymi zevki almasının imkânı var mıdır? On dokuzuncu asrm ortalarına kadar komik bir tip olarak telâkki edilen Donkişot'un ne kadar hüzün verici, hattâ ne kadar dramatik bir insan örneği olduğunu neden sonra nihayet anlamış bulunuyoruz. Fakat, halkın aşağı tabakaları bu betbaht şsovaliye'nin acı sergüzeştlerine hâlâ kahkahalarla gül- mekte devam ediyor. Acaha, bu halk mı haklıdır; yoksa Don Ki- şota kendi mizaç ve kültürlerine göre bir münâ vermiş olmaları çok muhtemel olan seçme münavverler zümresi mi? Bu hususta- ki merakımızı ancak Cerventes'in kendisi tatmin edebilirdi. Am- ma, Cerventes öleli asağı yukarı dört yüz elli yıl oluyor. Ya Cerventes bugünün adamı olsaydı ve şimdi aramızda bu- lunsaydı. ona: bu davada bir hakemlik vazifesi vermek aklımız 26