Kronik Moda ve Sakarya. Ankarıda, bu uy, Çocuk Bayramından önce üc gün süren bir Bunımlar Mo- du. Bayramı oldu İliraf etmek Jâsımgelir ki, bu, öbüründen çok daha bü- vük bir şevk ve heyecanIn geçti. Ankara Plas'ın önu, milli merasim gün- lerini halırlatan hir manzara arzediyordu. Sira sıra hususi arabulur, tüküs (!) kira otomobilleri, en az iki yüx metrelik bir mesnfe boyunca kal dırimı kenarında piril piril dizilenmiş düruüvorüu. Ankaranın en kibur (1), en şık (!) hanımları, üç gün durmaksızın, he- lecan İcinde, bu arabalardan iİnip vlelin hall'ine taşındılar ve hall üç gün, aAt dörtten yediye sekize kadar bu süslü, kokulu kudıin kulabalığiyle, fa- tılasız, dolup bosşaldı, dolup hoaşaldı. Biz, on yıldan beri, nc Ankara Palas'ın, ne de Ankarada herhangi bir u- mumt toplantı yerinin bu kadar İttiratla, hu kadar sudukulle, bu kadar is- tek ve şuurlu hürekete geldifini görmemişlik. Böyle bir canlılık temini için, meğerse, Rue de la Paix'den veya Rüc du Fanbourg £ den esecek bir nefha kâfi imiş! Ciddi kanferanslarda, milli içtima gun- terinde dört beş yüz kişilik tiyatro salini ancak mektepl çocuklurin doldurübllen Halkevi bundan sonra şu sayıdığımız Parla a0- kaklarından böyle bir haya geltirmeğe baksın; yoksa, bir gün gelir, belki, bu mektep çocukları da soluğu bu güzel kokulu oölel hall'inde alırlar, Satatb Hunore' en toplanmış Zaton, bizim, üç gün hayretle seyrettiğimiz bu moda ietimalarında bulu- nan Ankaralı hanmınlar, ekseriyetle hep Halkevi, Yerli malı içtimalarının kaçkınları değil mi? Hangl birinin yüzüne dikkatle baksak, 12 İlk-kânım cuma pünü, giyinmek, süslenmek, için dışarıya, arlak, uon para vermeme- ğe yemin eden ve Müli Tasarrufun hararetli baliplerini gözyaşlariyle al- kışlayan hamiyetli Türk hunimlarından birini görürdünüz. Lâkin, onlur, size, kafalarmda hiç höyle bir günün hatırası yokmuş gibi bakscaklardı. Çükü, süs cezbesi ve moda bhoyecanı o0 dakikada — onları, hemen hemen instinklil birer mahlük haline g#okmuştu. Hangi kanmn, hangi yatak, hangi ihtilâl ve Inkdlâp kudreli kadınlı bera ber doğan ve kadınla beraher ölen bu mülhiş ihtirasın önüne geçebilmiş- tir? Büyük Fransıy İhtilâli boynunu eellât satırına uzalırkon saçlarını düzelten Maroniza'ler, Onmtasse'ler görmüştür. Bunlardan biri, son de- minde kendisini teselliye gelen papusı: «Hiç gam yemiyorum: bu yvil guüllotine'de ölmek moda oldu.» diyordu, Harhimmumi sonlarında, aç kalan gehirlerde, kırk sekis tsallir ağzına bir damla gıda girmemiş sarı benizli genç kızların bir oğün yemeğe bir çift ipekli çorabı tercih ettikleri görüldü Komünist âleminde on beş yıl süren en şiddetli tedbirler, proletarva kurt- sını Paris modasına göre giyinip süslenmek teşebbüslerinden menedeme- 40