İsdanbulun en mühim fikir ve ha- reket mecmuns olan — (Kooperatif) de Ahmet Hanxdi Bey, «İnkılâpcılık ve Türk İmkılülir. meyrmu öetrafında. yeni bir malenleler nerisine başlamıştır. Bu neri nin İkinci yazısı san çikan 123) Tüma- yalı Kouperalilin baş sahilelerini — işgal etmektedir, Bu yavının anıs mevzuu umümi bir fahir ile dunva buhbranı dediğimiz LÜyük istihafe hmrekelinin artık ortadan çekil diği ve kendi yerint yeni bir lakılâp oluşuna terketmiş olduğudur Hüdisslı adım adım takip odon 7eki ve etirelkâr bir görüşyün en son telâkki ve hükümdlerini tışıyan bu kurdeş; yü- pyı aşağıdı. hulüsa odiyoruz Acaba dünya bir bulran içinde mi- dir? Yoksa, buhran dediğimiz şey yeni bir takım şartlara doğru ce- miyetin ukışı hareketleri midir? Evvelce de bu sülbunlurda kendi düşünoslerimizi izah fırsatııı bul muşluk: Buhratı, harp gibi, ihtllâl gibhi re miyette bir muvasene bozukluğuna alâmet olan bâdiselerdir. Her üçü de bozülmüş bir muyazenenin vöri- ne Betirilmesi hareketleridir. An- cak bir cemiyet bunlardan herhan- gi birini geçirdikten sonra muva- zentesini bulamaz, ve tekrar diğer hir eins harekete doğru vol alır ve yine muvazene teessüs edemezse, 6 ecemiyetin kandi binyesinde bir değişikliğin İhtiyâciı mavont olduğu anlaşılır, İşte bu devrelere mkilân devresi denir, ve cemiİyet bir inkılA. ba doğru vol alma harcketine gir- miş demektir. Hearkesin buhran dediği şey, bu u- mulmaz sekilde urayın kalan misa - fir, bir bakısa göre cemiyoti ter- ketmiş, gltmiştir. Blzce artık dün- yada klâsik manada buhran yok- tur; belki dünya bir Inkılâp hare- 42 Ahmet Hamdi Beyin mühim bir yazısı. keli içindedir. Gördüğümüz gayri tabil vaziyetler, sıkınlılar hep bu hareketin zururt netlceleridir. Ama İnkılâp hareketi içinde ol- mak, bir oluşun içinda olmak de- gildir: bir oluşun, bir başka muva- zenin içine geçmek ihtiyacmı hiz- setmmek demektir. Bu devrelerde ce- miyetin eski dayandığı Trauvuzcue bozulmuş ve ona gömülmüş fikir- ler ve kanunlar iflüş cimiştir; ya- ni bir faraftan cemivet kendi Idfa- ro edici kayvetlerini dağıtımış, şuart- larını kaybetmiştir; öiğer taraftarn eski cemiyet nizamının ebedileştir- diği fikir ve ilim kalıpları çözül- müş, milli ve beynelmilel münase- hoetlerda hukuk ve kanun çerçeye- leri boyulmuştur. İşte bu devreler- de bhiçbir hiçbir yarlığın ebedilifi yoktur. Her şey- üe devamlı bir değişme, her fikirde mükadder bir zeval vardır. Cemi- yet dün inkâr ettiğini bukün ka- bul eder; hugün kabul cedilen yarın reddelunaur. Buü devrelerde bir doktrine bağlanmak irticadan baş- ka bir şey olamaz. Doktrin ve dağ- ma henüz kafulaurın veya realite- nin içinde değil, hep dışındadır. İnsanlar her dakika gürül gürül akan ve dağınık bir mecra içinde vavılarak, kıyrılarak nereye gittiği belli olmayan bir şelfile gibi ancak sezilen hâdiseler! olduzu yerde mü talea ederek, ona o andaki kıymet hükümlerini vermiye calışırlar. İnlkalâp decreleri, iki Üp iİnsanın yarallığı iki hüklm vyeya malıkâm fikrin çarpışmaları devresidir: Dox- matikler, Realistler. Dagmatikler ileri veya geri bir doktrine hağlan- oluşan kıymeti,