Sealean hatan ildüğün bilmedi, kakıdı (6). Burnda söylemiş. Görelim, hba- nım, ne söylemiş? Eyder: Külkubeni verinden duran Yiğit, ne yiğltsin? Yelist karakadlık atına binen Yiğit, ne yiğitsin? Gafilkce başlar kesen, Deştursuzca menim yağımu kiren (T) Yiğit, ne yiğilsin? Neslursuzca yağıya girmek, Bizim elde ayıp olur. Mere, yürü, dozan kuş oluben uçayın mı? Sakalmla boğazındun tuluyın mı? Gaflilice senin başın imen keseyin mi? Alca kanm yeryüzüne tökeyin mi? Kara haşın terikiyo nsavm mı” Mere kadası vetmiş! Yiğit, ne yiğilsin? Kay du dönrgil! 81 dedi. Solean hatun burada söylemiş. Gorçlim, bonum, ne söylemiş? Hey yifitim, bey yiğilim, Kayltabanda kızıl develer Durumundan döner mi olur" Karakoçtu kadlık atlar Koluncuğun deper mi olur? Ağa yelde ağca koyun Kuzucuğfun süser mi olur? (6) Kalamak, beğenmeyip kızmak demektir. Kanduralı kendi karşışın- daki düşmann başkasının el uzatmasını iyi görmiyor, kızıyor. (7) Yağı düşman demektir. Benim yağım diye kendi karşısındaki düş- manı Denimsemesi, O zamanın savaş mnizam ve teamülünü gösterir. Gü- rülüyor ki bir pehlivan kbir Güşmenlu döğüşürken, başka birinin kendine yardıma gelmesi, o düşmana karşı çıkmas: için ©o zamanlar pehlivanın destur - yanıi İzin- verzmesi lâzım geliyormuş! (8) Burada Kanduralı kendi düşmanına kendinden izins'!z girene - Sel- ean hatun olduğunu bilimiyerek - tehditler savuruyor: Doğarnu olup uçmak, sekalına, boğasma yapışarak başını kesmek, al kanını yerlere dökmek, başını atın terkisine asmak, hep bu tehditlerdendir. Kadası s#özündeki kada şimdiki «küza» ni Türkçeleşmişldir. Kadası yeliniş, kaza, belâ gü- NÜ erişmiş demektir. Kay ricüt et demektir. Döngildeki gil, emlir sıyga- larına gelen tekit lâhikasıdır. 49