nün kucarına atılan milli devlet adamı arasında keskin bir anta- gönizmden başka ne bulunabilir? Bunlardan biri şahst hürriye- tini, ferdi selâmetini arıyan, öhürü milli istiklâli ve millet icinde hürriyetini istiyen adamdır. Bu büyük ve ilk defa milli Türk inkılâpçısının çığırında yürüyen- ler pek iyi bilip hissetmişlerdir ki, onun başlıca mahreki ve yegâ- ne azimet noktası (milli gurur) olmustur. İstiklâl muharebesi bu milli gururun (feveranıdır. Onu takip eden bütün inkılâp hareket- leri bu milli gururun tekemmülleridir. Mustafa Kemal, ilk aske- ri fırkaya kumanda ettiği gimden bütün bir milleta bas olduğu şu güne kadar tek bir hamlenin baş döndürücü atlayışlarını göste- rir: Yabancı tesirlerden kurtulmak! O, Bizansküri saltanat sara- yını ve Ârap - Acem kültürünün ocağı medreseyi bunun için yık- mıştır. Ö rumluğunüun bergüzarı fesi başımızdan bımun için çıkarmıştır. Bugünkü dil ve tarih hareketi bu hamlenin yani İs- tiklâl harbinin ruhlara ve kafalara intikali demektir. Asıl hürri- yet yolunda cidal budur. Garp milletlerinin bir çoklarında da hürriyet ve demokrasi hare- keti vicdan va fikirde İstiklâl hareketi ila başlamıştır. Orta yaşm karanlıklarında bir tek müstakil millete rasgelmek mümkün değil- di, Cinsiyeti belirsiz, cansız ve danmuş iskolastizm cins ve mez- hep farkı tanımaksızın bütün kafalar üzerinde ayni ağırlıkla hü- küm sürüyordu. Üstlerinde katolik kilisesinin damgasını taşıyan kalp fikirler Tunanın öbür yakasından Atlas denizine kadar uza- nan kıtada meşru ve revaçta sayılan yegâne matah idi. Her oriji- nal veya şahsi hareket bir divanelik değilse bile mutlaka bir kü- für sayılır ve bunun sahibi olan millet veya şahıs lânetleme ©- lurdu. 9 İşte biz, şimdi, böyle bir karanlık devrin içinden kurtulmağza ça- balamaktayız. Eski dini ve tasavvufi Şark iskolastizminden he- nüz kurlulmuş olan Türk kafası ve Türk ruhu bir nevi modern Garp iskolastizmine esir düşmüştü. Bu modern Garp iskolasliz- mi on sekizinci asır ansiklopedistlerile başlayıp cihan harbinde iflâs eden bir ideoloji sistemi, bir dünyayı görüş ve telâkkı ediş tarzıdır. Buna göre, nasıl ki, eski hakimler dünyayı kâinatın mer- kezi ve insani tabiatın, yaradılışın yegüne gaye ve endişesi zan- 81