2Yani, istihsal cihazlarının heyeti umumiyeleri ile pazarların heyeti umumiyeleri arasında mikdar muvazenesinin mevcut olmasına mukabil cihazlar ayrı ayrı ve pazarlar ayrı ayrı almanca, muvazene yoktu. Har- bı, bu vaziyet dofrurdu. Görüyoruz ki, liberal bir iktisat çerçevesi dahilinde inkişafını yapmış olan emperyalizm, büyük devletler arasında da individaalist (Fevdiyet- çi) ve parlıkularist (ayrılıkçı, benlikçi) cereyanlara mevzu olmaktan kurtulamamış, tazyik ve mukabil - tazyik kanununa tübi kalmı;ş ve ni hayet Cihan Harbı infilâkma yer vermiştir. Ve gene görüyoruz ki, li- becal bir çerçeve dahilnide ve şiddetli rekabetler tecviz ederek vücut bulmuş olan Ubecral emperyalizm için, pazarlar, aadece mal mahreci ve hammadde kaynağı değil, aymı zamanda, nüfus mahreci ve metropol deki istihsal sartları ile nüfus şartları arasında esaslı, elzem ve elâstilki tutulması zaruri bir rawvazene unsurudur. Garp metropolleri, iktisadi unsurlar ve fonkayonlar arasında, sermayecilifi ve sanayiciliği kendile- rine tahsis ettikleri için, nüfusları, durmakaızın artmiştır. Artan nülusa iki çave bulabilmişlerdir. Ya müstemlekelere doğru boşaltmak, yahut pazar genişlikleri temin ederek, ona, gene metropol topraklarında yeni sanayi sahaları açmak. Birinci çareyi, iklim gartları daraltmakla idi. Ayrupalı, her tarcafta yaşayamıyocdu. İkinci çareyi isev, müslemleke ve yarı - müstemlekele- lerin istiklâl hareketleri tehdit ediyordu. Bu hareketlerin muzaffer ol- maşı, sanayüm, bu gibi memleketlerde de teersüz etmesi, bu ise, bizzat bu gibi yerlerdeki nüfusun artması ve Ayrupa * nüfusunun tabiatiyle mahreçsiz kalması idi. Bu noktaları göz önümnde tutarak Harpsonrası şartlarını tetkik edecek olursak, kolaylıkla görürüz ki, emperyalixzm için 1914 ta bile, şartlar bu kadar ağır değildi. 1914 to, Almanya, müsztemlekelerini arttırmak için harbolti. Bugün Almanya, 1914 tekinden çok daha kudretli istihsal şactlarına ve aynı nüfus vaziyetine malik olduğu halde, temamiyle miüş- temlekesizkalmışlır. Bundan başka, nüfus hastalığına onun kadar müp- telâ bulunan İlalya'nın da kâfi müstemlekeleri yoktur. İngiltere ile Fransa, bu bakıma göre, diğer iki emperyalist devletten gerçi dalın el- verişli vaziyettedirler. Fakat, Cihan Harbıi'ndan sonra, milli kurtuluş hareketleri'nin nasıl birdenbirc patlak verdiği, nasıl bu harekellerle beraber cihanın bir çok noktalarında müstakil milli sanayi tesislerine geçildiği ve nasıl koskocaman bir Rusya'nın 160 milyon nüfusu ile bir- liktç kopup gittiği düşünülecek olursa, emperyalizmin pazarlar bakı- mandan ne derece zayıflamış olduğu kolayca anlaşılır. Kaldı ki, âirbu- çuk asır kadar sürmüş olan sistemli bis istismar neticesinde, pazarlar rın alım kabiliyetleri de gittikçe sıfıra y_ıkln?ul—lşhf. Bugünkü Cin, Boxer harbi esnasındaki Çin değildir. Zengin bir Osmanlı İmparator- lugış’nun ).M.t'nidv yeller camektedir. Sanayileşmek istiyen ve bunu ya- pa'bıl_ı:nok için !urupı metropollerine her senc miliyonlarca İişiliz lirası faiz ödeyen bir Japonya ve bir şima| Amerikası kalmamıştır. Bilâkis, Avrupa'nın Uzak Şark pazarlacım kendine ğ a tahsis eden bir Japonya ve Avrupa'nın haraçgüzarı almuz bir Simal Ar nerik&sı vardır. 32 | | 4