ki, artık eriyip gitmiştir. Buhranın görülmedik derecede şiddet- li olduğu ve çare hulunmıyacak olursa esaslı rejim değişiklikle- rine yol açacağı, artık İngiltere devletinin notalarında bile ifa- desini bulmaktadır. Her ay çıkan yüzlerce kitapta, garp mü- nevverinin, sarsılmış rejime karşı olan emniyetsizliğini duyuyor ve bu rejimin bütün hata ve suçlarını, onun ağzından dinliyo- ruz. Avrupa'nın kendi kendini tenkit ettizi zaman hiç eksik olma- Mmıştır- Fakat kendi kendine ve kendi tarihine karsı duyduğu nefreti bu derece şiddetle haykırmasına, Rönesans ve haltâ Fransız ihtilâli gibi belli başlı tariht dönüm noktaları bile şahit olmamıştır. Bütün bu haller gözümüzün önünde doğgarak göüzümüzün önün- de bir umumi facianın eb'adını alırken, kendi kendimizi «Hu- kuku esasiyesnin «nassları ile avutmağa çalışmamız bu umu- mi değişme hareketi karşısında bir Reisülküttap Atıf Elendi gaf- letli göstermemiz demektir. Ü, Atıf Efendi ki, Fransız ihtilâli akıllı milletlere Ondokuzuncu asrın kapılarını açarken Fransız ihtilâlini yapanlardan, lâyihasında, birer haydut ve zındık gibi bahsetmiş ye seccadesine kapanarak «Cenabı hakkın İngiltere- lü'yu, Jâkubin'lere karşı mansur kılmasınıo niyaz eylemiştir.(1) Bu fıkıh softasımın görüşü, milletimize nasıl bir buçuk asırlık bir geriliğe ve bir buçuk asırlık bir yarı - müstemleke hayatı zil- letine mal oldu ise önümüzde bir çarşaf gibi yayılmakta olan yukarıda işaret ettiğimiz hâdiseleri «Hukuku esasiyer gözü ile mütaleaya kalkışmak ta Türk milletine en az bu kadar pahalı- ya olurabilir. (1) Bu lâyihayı Ağzaoğlau Ahmet beyin « Devlel ve FPert » isimli son ved diyesile kurşılaşlırmak çok — yerinde alan bazı muükayeselere yol açacak mrlüyetledir. Okuyucularımıza, yukarıda işaret ettiğimiz vekayli güz Ünün- de tulmak gartile her iki vesikaya da göz gezdirmelerini tavsiye ederiz,