Milli İktisat telkikleri ! Şark vilâyetlerinde Derebeylik. İşmail Husrev . Toprak üzerinde bilfiil çalışmış köylü ile aşiret reisi, bey veya ağa (kısaca dereheyi) arasında teessüa etmiş olan içtimai (s- nıfi) münasebetler, menşe itibarile hukukidir. Köylü, derebeyine hukuk bağlarile zecri olarak tâbi kılınmıştır. Bu tabi kılınış ise, geçen makalemizde de isaret etliğimiz gibi vâsi toprakların ceh- ren veya suveri saire ile derebeyinin mülkiyetine intikal elmesi suretile cereyan ctmiştir. Hukuki tabiiyetin maddi ifadeleri şun- lardır: 1 — Angarya mesai, 2 — İstihsal olunan mahsule mu- ayyen nisbetlerde iştirak, 3—Cizye tediyesi. Bu cizye «Uman|*| tâbir olunur. Bazı aşiretlerin efradı, derebeyine «Umap te- diyesile mükelleftirler. «Uma, İstanbul, Zonguldak, İzmir, Bal- ya gibi yerlerde çalışan asiret efradı tarafından her sene veya iki senede bir kera verilir. Kazanç ile mültenasip olur. Maama- fih ağamın nüluz ve şerefinin derecesi de bunun miktarını ta- yinde lesiri haizdir. Cizyeyi vermiyenlerden ağa (reis) bir hak imiş gibi icap ederse ltazyik eyliyerek ister. Verenlerden daha fazla melalebede bulunur» |*). Görülüyor ki, sınıfi tabiiyetin intişar sahası çok genişlir. Derebeyi, Şark vilâyetlerinden Tür- kiye'nin diğer köşelerine kadar tevabii üzerinde beylik nüfuzu- nu kullanmaktadır: Dersim'de 230 köye hükmeden «&Seyit Rı- zaynın maliye nazırının, her sene İstanbul'a giderek Kürtlerden cizye topladığını orada bulunmuş zevat söylemektedir. Bu ciz- ye tediye olunmadığı takdirde Kürdün memleketteki ailesi ra- hatını kaybeder. Bey tarafından daimi tazyiklere maruz kalır. İsyandan evvel bazı yerlerde aşiret reisi, kendi arazisinden ge- (*) Mogol dilinde « Umay » hediyc, armağan manasına gelir. Bilhassa şa- maniler arasımda ruhani reiklere venlen nezir makamındaki hediyelere « Umaka » derler. (“) Ali Kemali, Eralincan. 8. 197. 1989, 18