5. — Cemiyetin seyri üzerinde başlıca müessir, iktisşadi olan ya- ni inirastruclurel (alt-yapıya ait) sebeplerdir. Tarihi maddiyetci görüşünü harpsonrasında olduğu kadar doğ- vuluğu hiç bir zaman, harcıâlem bir hakikat olmamıstır. Harcı- âlem diyoruz; çünkü, bem bütün harpsonrası hüdiseleri gözü- müzün önünde cereyan etmiştir, binaenaleyh onları hep biliyo- ruz; hem de fikirci mektep mensuplarının heyeti umumiyesi bi- le, harpsonrasını mütalea ederken, tetkik metodu olarak, istis- nasız, tarihi madiyetçilik diyalektiğinden istiane etmektedirler. Tekrar Mussaolini ve faşizmden bahsedelim. Evet, Lidayette bü- tün ideolojisini bir demokrasi aleyhtarlığı etrafında teksif eden bu rejim, son senelerde, hele buhran yıllarında bu sathi görüş- ten ayrılmış ve bütün dikkatini, iktisadi bünyenin gerek İtalyu içinde gerek İtalya dışındaki istihalelerine çevirmiştir. Evvelâ korporasyonlar rejiminin ikdesa lüzum görmesi ve bunu bir «İş kanunu esasisi» ile ifade etmesi; daha sonra ve gittikçe devlet- ci müdahaleyi mülkiyeti bazan kontrole, bazan tahdide bazan da hattâ kaldırmağa kadar muhtelif cevaz perdelari üzerinden hir siyasi ahlâk haline getirmeğe çalışması da gösltermez mi ki, faşizm, ilk günlerin Fasizmi yani sadece siyasi ve idari bir yefarm hareketi değildir. Emil Ludwig'e verdiği mülâkatlar- da, Mussolini, faşizmin devletin ve milletin tamamile içinde fa- kat smıfların mutlaka dışında kalacak bir hareket olduğunu ileri sürüyor. Şüphe edilmesin ki faşizmin gayet kısa bir zaman mesafesi içindeki (buhran esnasında) bu istihalesi ve çıkış noktasını artık demokrasi aleyhtarlığı gibi siyasi ve idari bir başlangıca değil de kapitalizmin tezatları gibi her şeyden evvel iktisadi olan mebde'lere istinal ettirmesi diyalektik görüşün bir tetkik metodu olarak doğruluğunu ve ileriliğini isbat eden hal- lerdir. Çünkü bidayette, sınıfların sadece arasında yeralan ve uzlaştırıcı vasıflar takınan bu rejim, bugün bunların üzerine çıkmağa ve tasfiye metatları bulmağa çalışıyorsa, İtalyan bün- yesinin istihalesini cihanın umumi istihalesine uydurmak zaru- retini hissettiği ve bundan içtinap edilmiyeceğini bildiği için- dir. Almanya'yı ele alacak olursak, orada da, senelerden beri de- yam eden ve silâhlı fırkaların, parlamentodaki zıttıyetleri doğ- rudan doğruya sokağa taşıyarak, dahili bir kardeş harbini 29