KADRO. İğreli bir espapla dolaşılabilir. Kunduralarını hazırcıdan alanlar pek çaktur. İğreti dişler ve iğreti saçlar takanlar da vardır. Fakat bir iğreti rahla nasıl yaşanır? Bir iğreti beyinle nasıl düşünülür? Türk miülletinde, bunun, tamamiyle zıttı görülmüşztür. Os- manlı İmparatorluğunun ilk orta devrinde, Türkün espabı hen- disinindi, Kendi pabuçlarını kendi elile hendi evinde yapardı. İğreti saç ve iğreti diş takmazdı. Lâkin, ruhu Acemin, beyni Arabındı. & Osmanlı İmparatorluzğunun son devrinde, artık, dışımız da içimiz gibi iğretileşli. Frenk sınaati, Frank tekniği, Frenk bil- gisi Ve Frenk örneği yalnız memleketimizi değil bizi de müz- temlekelestirdi. Benliğimizi bir Tahta kapatıp kalıbımızdan bir manken, bir camekân mankeni yaptı. Şu soan yirmi yıllık inkilâp safhası mankenlerin kendi ruh- larint arayışlariyle doludur. Bu arayışlar, ilk anlarda bir kör dövüşünü andırırdı. Ve her hangi bir kör dövüşünden daha zahmaetli, daha ıstıraplı, daha gülünç ve daha hkorkunçtu. Ora- dan, haâla, bir takım boğuk boğuk sesler, derin derin iniltiler ve kesik kesik ulumalar bize kadar gelmektedir. © Ne müullu bu ihtiraslı ve tehlikeli isten muzatfer çıkanla- ral... İşte, İstiklâl harbini yapan onlardır. «Lausanne» onların eseridir. «Nefsimize güvencrek söyliyebiliriz ki, Türkiye'ye ta- allük eden işlerin ana ve temel esasları ne olduğunu biz bili- riz.» diyen adam onlardan biridir- Tarihte, dilde, san'atta, bi- zi, kendi kendimizi arayıp bulmağa sevkeden büyük iradenin Sahibi ise, onların birincisidir: