1 Aralık 1932 Tarihli Kadro Dergisi Sayfa 21

mahsulüne havadn ve cebirle iştirak ve çalışmadan yaşamak im- kânını vermektedir. Esasen derebeyinin iktisat zihniyeti, istih- sali pazar taleplerine uygun ve vyaşyonel bir şekilde tanzim ede- vek kâr temini değil, beyce yaşamak zihniyetidir. Ruhlarda ya- şıyan sübjektif kuvvet, ihtiyaçların tatmini gayesidir. Bu haleti ruhiye, toprakta bilfiil çalışan köylüde ailenin ihtiyacını imkân dairesinde temin, derebeyinde ise sınıfi kudretin tevsi ve takvi- ye ederek bey gibi bir hayat sürmektir. Halbuki garp vilâyetlerimizde pazar için istihsalde bulunan, milli ve bey- nelmilel iş bölümünde bir mevki Aalmış olan Türk müstahsi- Hnin subjektif gayesi, istihsale yalırdığı sermayeye mukabil yüksek bir kâr almaktadır. İstihsal ihtiyaçların tatmini için de- gil kâr temin maksadiledir. Milli inkılâbın getirdiği yeni nizam, kurunu vustai, beyce bir hayata, geniş kütlelerin sırtında cebirle beyce yaşamıya ni- hayet veriyor ve cebren istiszmarı ret ve ferde hürriyet bahsedi- yor. & Bir Kürt milli hareketi olmadığına nazaran acaba bir Kürt mil- leti var mıdır? Buna biz menfi cevap vereceğiz. Sark vilâyetle- rimizde henüz taazzuv etmiş bir Kürt milleti değil, Kürtçe ko- nuşan asiretler ve Kürtçe konuszmıya icbar edilmiş Türk anası- rı vardır. Bu Kürtce konuşan aşiretlerde bir milletin tasıdığı vasıfları henüz bulamayız. Millet yüksek içlimai bir katlepori- dir. Millet kategorisi, ancak fertlerin arasında sıkı bir iş birliği, iktisadi, siyasi, harsi, tarihi bir menfaal iştiraki olan camialar- da şekil bulabilir. Vatamın bir ucundaki fert diğer ucundaki fert gibi ayni milli menfaatler karsısında ayni heyecamı du- yar ve ayni milli ruh vahdetini hisseder. Binaenaleyh istirak zıd- diyetleri içinde birbirini yiyen ve milli bir iş birlizinden mah- rum fakat fertleri arasında sadece dilde iştiraki olam bir cami- ayı taazzuv etmiş bir millet olarak kabul etmek bir görüş hatası olur. Fakat vakıa olarak şunu da tesbit etmek lâzımdır ki, bu Kürt- çe konuşan aşiretlerin, Şark vilâyetlerinde bir çok Türkleri de cebirle Kürtleştirdikleri yani kürtçe konuşan aşiretlerin anasırı haline getirdikleri görülmektedir. Şu iki kıymetli müşahede, bu hâdisenin sureti cereyanı hakında bize bir fikir verebilir: 21