geçmiş ve bugğün hbepimizin malümu olan yollardan yür ya üzerindeki hükmünü tesis eylemişli yetek, bütüun dün- Metzopoler - pazarlar (mlstem- leke ve yarımüslemlekeler) tasnlili, bu inkisafın bir. neticesiilir. Demir ile kömürü işlemeğe, bundun hasıl olan makinava İş sahasında binlerce tenevyüe varan vazifeler yüklemeye ve bu husustu muyvnzi gi- anan bu bhareket, ferdiyetci ve liberal kapitalirmin mudde ve akıl üzerinde tam hir hükümranlık sürdüğü çağdır den ilmi buluşluru da L Demirle kömürün mulsulu makinayı elde tatmak ve bunu dünyanın her noktasından getirilen hammaddelerie beslemek, sanayi min elmiştir. iabisarını to- 2. — Sanayi inhisarı, mamul * adde ile siranl maddesi ve hammadde ara- sıdaki fiyat makasını mamul madde lehine açmıs ve bu suretle senmna ye lerakümüi inhisarını dogurmuşLur 3 — Sermaye terakümü inhisarı, ziraat maddeleri ve hammadücler islih- sal oden memleketleri melropollerir mnli hegemonyuluri altına sokmuştur. 4 — Mali hegemonyalar, derhal siyasşi hegemonyalara inkılâp etmis ve bu suretle, bikliğimiz Güarp omperyaliymi en bam ve en korkuno gşeklini bulmuştur. Yulnez şunu işarct edelim ki, bütün bu hâdiseler, öyle birbiri arkasından ve bir takım zaman mesafeleri dahilinde cereyun elmemiştir. Bu hüdise ler, birbirine karışmış olarak ve birbirini tamanılıya ik, hemen ayni ya manda olarak cereyan etmiş ve makinanın gerek kara gerek iye deniz mu- harebeleri için temin ettiği Üstün silâhlar bülün bu haksızlığın kika za- manda teessüsünü kolaylaştırmışlır. Bir kaç ğgarp memleketinin İnhisarı altında ve cihan ölçüsünde meydan alan makinea medeniyeti'nin içyüzü, bundan İbarettir: Neticede: Cihan islihsalâtı ile beraber cihan mübudelelerini ve bunların muhassıla &* olan cihan içtimal münasebetlerini, bu bir kaç garp deçleti, kendi bil- dikleri ve kendi İşlerine geldiği gibi idare etmişlerdir. Yedi sekiz sanede bir gelip çalan peryodk bulhranlar, tehlikenin mevcudiyelini her ne kadar muhntazaman haber vermişlerse de, kapitalist merkezler, buna kulak as mamışirdır. Her buhranın izalesi için venl pazarlar açmak zaruretini duy- dukları halde, günün birinde açılacak paza kalmıyacağını, hatırlarına getirmek iİstememişlerdir. Kendi memleketlerinde iş Ücrelleri rolulb »ç- viyesi ile beraber mültemadiyen yükselirken pazar olarak seçtikleri memı- leketlerde iş Ücretlerinin refah seviyesi İle beraber mütemadiyen düştü- ğgünü ve süyin sefaleti başladığını gördükleri halde, bunun alım kabiliyet üzerinde günün birinde nasıl bir tesir yapabileceğini düşünmemişler ve dünya ölçüsünde bir Mmünaşebel tesis eyledikleri halde ayni dünya Üze- rinde milletlerin iki ayrı karargâha bölünmlülş olarak refan ve safalet gibi ateş ve su gibi, aç ve tuk gibi, salim ve maslüm gibl vaşıyamıyacılklarını bir türlü idrak edememişlerdir. Bele günün birinde, hakları gasbolunmuş milletlerin idrakinde bir haklkat nurunun parlıvacağını ve bunun hemen arkasından pazarların isyunı geleceğini, pasarların müslakil birer iklisadi esüzütam olmak arzularının geleceğini, milli kursuluş mücadelelerinin ge- leceğini; kısaca, yeni pazarlar açmak şüyle dursun, eldeki pazarların bi- rer birer kopup gideceğini kat'iyyen ummanmışlardır. 3p