lu tle ita- ı saK ror. dlir. Türkiye'de çimento saomnayli, bilvasıta bir devlet Sanayiildir. Memleketimizde devlet himayesile kurulan altı çimento fabri- kası var. Bunlar, Teviki Sanayi Kanununun ve yüksek gümrük himaye resminin (ton başına altı lira) eserleridir. Bu altı fabri- kanın beşi, ecnebi sermayesine aittir. Ve aralarında -tıpkı kö- mür sanayiinde olduğu gibi- bir satış birliği yapmışlar ve böyle likle rakipsiz monopol fiyatlarile piyasaları paylaşmışlardır. Satış birliğine dahil bulunan bu beş fabrikamnın son üç sencde istihsali şöyle inkişaf etmiştir: Ton 1931 90.000 1932 115.000 1933 126.000 Buna mukabil ithalât da şu seyri takip etmiştir: 1929 72.805 1930 60.079 1931 30,796 1932 2313 1933 ? Görülüyor ki, ithalâtın yıldan yıla sür'atle düşmesine mukabil, istihsal yıldan yıla yükselmiştir. Fakat bu, kontenjan siyaseti sayesinde harici rekabet tezyikinin aeşağı yukarı tamamen dur durulmuş ve yerli fabrikalara meydanın serbest kalmış olma- sındandır. Bugün koöntenjan tahdidatı kalksın, top başına altı lira gibi yüksek himaye gümrüğüne rağmen, yine memleketimi- ze ecnebi çimentolarının akınına şahit oalacağımız şüphesizdir. Çünkü cihan çimenta fiyatları çok düşüktür. Türkiyenin bugünkü çimento sarfiyatı, yılda yuvarlak hesap 150 bin ton tahmin olunuyor. Mütehassısların yaptıkları hesaplara göre, Türkiyenin çimenlo istihlâkine devlet en aşağı ”c 80 mispetinde iştirak ediyor. Demek hi, devlet kendi himayesile vücut verdiği çimento sana- yürün, aynı zamanda en büyük müşterişidir. Devlet mübayaatı- 21