Çarlar devrinde tahavvül ediyorum. Yaldızlı localar, .so.m _sır- ma ve sıvama mücevher kaplı göğüslerle bir kâbus gibi ağır- lasmıştır. Âvansen koltuklarda, davul karınlı, katmer enzeli Za- hi;c tüccarlariyle bunların züppe karıları; dessas ve kurumlu kü- çük toprak aristokratları; daha arkada dalkavuk ve yılışık bi- ryokratlar; morfinoman ve frengili mirasyediler; kansız intelek- tüeller; batakhaneci kadın; parmakları yüzük dolu, uzun favori- li cihan serserisi ve bütün havada bir rahatsızlık, bir emniyetsiz- lik, bir her an bozulup dağılış ürpermesi ve dışarıda karın üs- tünde, parıltılı konak arablarını hayretle seyre dalmış, açlık ve alkoölden hayvanlaşmış bir takım insarı kümeleri. .. O korkunç ve feci kahostan onbeş yıl içinde bu ahenkli ve yek- pare cemiyeti çıkarmak, o perişan insan kümelerini bu salonu dolduran terhiyeli, fazile'li ve... kültürlü kalabalık haline sok- mak, dünyanın altıda biri nisbetinde büyük ve engin bir ülkeyi eski cemiyetin bütün kötü ve zehirli otlarından temizlemiş ol- mak - işte, Rus inkılâbı bilânçosunun şeref hanesine kaydedile- cek büyük muvaffakıyetlerden biri de budur. Teşkilatlanmış halk yığımları. (1 Mayıs) günü, Kızıl Meydan'dan bir milyon insan geçti. Bir milyon insan derken askeri ve resmi kalabalığı hesaba kat- mıyorum. Bu bir milyonluk kütle haricinde, Kızıl Meydan'da, enaz, beşyüz bin neferlik bir askeri toplarnmanın sahidi olduk.. Bu kuvvetler, piyade, suvari, topçu, ağırtopçu, islihkâm ve mit- ralyöz bölükleri, bahriyeliler, Gepeu'lar, silâhlı fırka ofradı ola- rak önümüzden geçtiler, Fakat, bizim nazarımızda, inkılâbın mehabetini, asıl, bir milyon başıbozuk insanın, ellerinde kızıl bayraklar, plakalar, eski cemiyetlerin kuklalaştırılmış tasvir- leri ve Lenin'in müheyyiç vecizeleriyle bir büyük nehir halinde dalgalanarak, taşarak, köpürerek Kızıl Meydan'dan saatlerce akışı gösterdi. Bu bir milyonluk yığın kendilğinden mi harekete geliyordu? Ha- yır; bu hususta ben de Burjuva âleminin bütün inanmaz müşahit- leriyle beraberim. Sovyet Rusyasında kendiliğinden, spontane olarak vukubulan hiç bir şey yoktur. Her görülen manzara müret- teptir. Her işleyen cihazın ardında bir gizli manivelâ vardır. Her konuşan adamın arkasında gözle görülmez bir suflörün mev- cudiyetini farzedebilirsiniz. Lâkin, bütün bunlar Kızıl İnkılâbırı 4