yavuklusu bu istidatları göstermedi mi? Germanya'nin Hitler'i, daha şimdiden, baronlarla düşüp kalkmıyor :.nı'.' Nedon Gavroche'un Oğ[u_“ da ayni istidatlar almasın? Neden Marianne'ın koynuna, halk çacuğu babasının bürikat maceralarını tercih etsin? Marianne, bütün bunları düşünmıyor değil. Fakal nede olsa, (siz ra- dikal sosyalistlerin uydurma ve köylü kızı Mariame'ınu bakmayın *) mristokrat torunu ve surraf kızı olduğu için, yüreğini bir endişe tırma- lamaktadır. Babası ona bir gün demiş idi ki: sKızım, sakın işe gönül kaptırayım ve onunla evleneyim deme, Evlendiğin gün hizmetçilesirsin ve onun ancak mutlfak işlerine yararsın!». Babası, akıllı bir adamdı. Kızının ham ahlâkını heam de hayattaki rölünü eyi bilirdi. Yanılmış olamazdı. Şimdi düşünüyordu. Ya herif inceleşeceğine hoyratlaşırsa ? Gerçi İtalya ile Germanya'nm kocaları bunu yapamıyorlar ama, o da kendi yani Mariannc sayesinde. Çünkü kocaları hoyratlaşmak isledikçe kendini gösterüp: cutan, bak Marianne naşıl el üstünde!» diyorlar. Şırfıntılar! benlikleri olsaydi hem kendileri hem kendisi bu vaziycte düşerler mi idi? İlk âşıkdaşlamada sörpüyüveardiler, beceriksiz voe gö- nülsüz tazelor! ama kabahat gine kendinde olmuştu. Hiç birine dışa rıya çıkma, gözatma, kendini beğendirme payı bırakmamıştı ki. Orta- avrupadan Balkanlara kadar, kızların yavuklularını ellerinden almıştı. Ne Ortaavrupası! Akdenizin bütün karşı tarafını, Afrika'nın bütün kalın ve karadudaklılarımı, arşıntırnaklı Siyam'lıları ve daha neleri ne- Jeri penbecik pençesinin altına almıştı. Kızları kapukapamacasına evlerinin içine tkmışlı. Ö vo analığı. Analığı, yani içinden pazarlıklı Britanya! Bak o halâ, nasıl tutunabiliyor! kartaloz küfir, Sarah Bermhardt gibi yüzünün yarıklarını öyle seklamasını biliyor ki! Ama onun uşulü de başka. Marianne'ı bile yetiştirmesini ve peşkeş çekmesini başarmıştı. Germanla nankörlük edip öz halasının ayağını kaydırmağa kalkışma- saydı, Onun da şimdi işi iş olacaklı. Aman ne güzel günler ne güzel günler olacaktı! Hep o soysuzun günahını çekmiyorlar mı idi bugün? Hepsinin itibarlarını bugün birparalık eden, öonün © nankörlüğü ve isyanı idi. Hoş analık da Germanya'yı fazla kıskanmıştıya... Ne ise, bunlar, hep eski hikâyeler. Yalnız işte, karar vermek İâzım. Şimdi, ya evde Rocamak yahut evlenip barklanıp edebinle oturmak lâzım. Zavallı Marianne'm sonbahar düşüncelerini, daha istediğimiz kadar uzatabiliriz. Şimdi fantezisl üslübu bir kenara bırakarak Marianne'ın yani Fransız sermayesinin şe'niyetler plâtformundaki endişelerine av- det edelim: İ -A'"_lln ve İtalyan sermayeleri, kendi memleketlerine bila yetecek bir | hacimde bulunmıyor. Bema mukabil Fransade, Fransiz sermayesini | tulmm.edec:lı kadar iş bulmak güçtür. Gerek eski plâsman hesapları | ; gerek İsa ıııı.-vdv._nl faizlrrini ihtiyat sermayelerinden ödemeye mecbur | kalacak kadar işletilmek imkânlarından mahrtum birikmiş ve tehlikeli | Jurel(e'ahlmymı! meblâğlar bakımından, Fransız sormayesi, dışarıya j bağlı bir kuvvettir. Gözü dışarıdadır ve dışarıda kalmağa mahkümdur. (*) Radikal - sosyalist'ler Marlanna'ın : yeni bir büstünü yaptırmışlardır. Bu büs tünde Marlanne, kabasatıa bir köylü kızıdır. i I| İ 80 !E