Fenalık şuradadır ki, Fransa, sermaye ihrvac edüp sermaye faizi idhal eden bir memleket olmuştur. Orlaavrupa'nın yahut Sarkavrupası'nın herhangi bir milleti ile doğrudan doğruya münasebet tesisine imküan kalmamıştır. 1918 den heri yapmak iştediği şey bu olduğu halde, mu- vaffak olamamıştır. Çünkü hor iki sahaya dahil memleketlerin amtla mübadelesi münazabetleri, daha ziyade Almanya ve İtalya iledir. Bu iki memleket ila siyazi ihtilâfları olduğu müddetçe, Ortaavrupa'ya yahut Şarkavrupası'na döktüzü puralar, bugünkü gibi tehlikede ola- caktır. Yegânc çare, iki büyük rakip devlet ile anlaşmak ve istedikle- rini vermektir, O zaman, ÂAvrupa'nın her tarafına sermaye ihraç edebi- lecek ve bunun nemasından o istilade eyleyecektir. Zaten Georges Suarez'in Fransza'ya anlatmak istediği şey de budur. Hattâ, eğer sol ta- raf Fransa'sı buna engel olmakta devam edecek olursu, sağ taraf Fran- sa'sının kanaatınca, Fransa'da da faşizmi tatbik etmekten başka çare yoklur. O zaman, bu üç büyük devlet, vejim bakımından da birbirle rini anlayacakları için, Avrupa meydanında diledikleri gibi at koştura- caklardır. İcabederse haltâ, elele vererek cihan muvazenesinde de müşterek bir yol takip edeceklerdir. Birbirlerine müstemleke kolaylık ları göstereceklerdir. Tabintile büyle bir hareket; Fransn, Almanya ve İtalya gibi üç büyük devletin birleşik irade ve kudret hesaplarından ne kadar müteessir olursa, dünyanın bu üç büyük devletten ibaret bulunmaması hakikatı ile de o deraece mukayyettir. Bir kere Almanya ve İtalya ile sıkı ve ma- nalı bir dostluk çerçevesi içinde bir Avrupa nizamına varmak, muahe- deleri bu üç büyük devlete göre tadil etmek yani Avrupa'nın düne ka- dar Fransa'ya dast milletlerini böyle bir nizama düşman kılmak de- meklir. Ki bu milletler, menfaatlarının üç büyük Avrupa'lı millet tarafından çiğnendiğini görünce, kendilerine Avrupa dışında dostlar arayacak lardır. Almanya, İtalya, ve Fransa'nın, birbirlerine müstemleke kolay- lıkları göstermeleri ise, hesabın sadece Fransa taralından ödenmesi manasını tezammün ctmese gerektlir. Şu halde, müstemleke kolaylık- larını bu üç büyük devletin kendi başlarına ve tazyık icra ederok elde etmeleri lâzım gelecektir ki, üssülharekeleri olan Avrupa'da kendile- rine düşman bir karargâh bakiyesi yaratmış olmaları, her üçünü do son derece zaif düşürecektir. Binacnaloyh, kal'iyetle iddia edilebilir ki, &mperyalist temayüllerini tasfiye edememiş olan bir müttefik Alman - Fransız - İtalyan faşizmi dahi zannottiğinden çok daha Ffazla zaif ve umduğundan çok daha az korkunçtur. Bütün bu büyük devletlerin bir dürlü anlayamadıkları bir nokta vardır ki şudur: Eğer sermayedarlık rejimi iflâs etmese idi fa- şizme lüzum olmazdı. Fakat müstemlekecilik iflâs etmiş olmasaydi, acahba sermayedarlık rejimi iflâs eder miydi? Bunu anlamadıkları içindir ki, müstemlekecilikte devam edebilmek imkânını faşizme geçmekte buluyorlar. Fakat gün gelecek, iflâs eden şeyin müstemlekecilik olduğunu, filen tespit edeceklerdir, O gün şa şarıp kalacaklardır. Çünkü o gün insanlık için en ileri rejim, kendile - rine, hürriyetleri ve istiklölleri için döğüşen milletler tarafından dihfe edilecektir. KEZKTAREEECEET A BI 3 | |