1 Mart 1933 Tarihli Kadro Dergisi Sayfa 29

1 Mart 1933 tarihli Kadro Dergisi Sayfa 29
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sermayedarlık ise, gine sağ taraf Fransasıdır. Bugün bu hakikati tes- “pit elsebile, pek cazip bulmamaktadır. Nede olsa, Fransa, mantığın vatanıdır, Biliyor ki, tutunmak için kuvvete müracaat etmesi, hakiki sermayedarlığın, son çareye buşvurması detektir. Çünkü sermaye ka dar hürriyete muhtaç bir şey tasavvur edilemez, Hürriyet, sermaye balığının denizidir. Bu balık, gerçi bir aguarium'da da yaşatılabilir ama - çok geçmez, mutlaka soysuzlaşır, Hakiki balıkların tevsimler de- giştikçe kalkıp başka kıyılara akın etmeleri gibi, sermaye de, iktisadın açık denizlerine muhtaçtır ki, en güzel gıdasını dilediği yerde yani kâr normasının en yüksek olduğu noktada arasın. O noktaya aksın, ürkünce kaçabilsin, kaçınca cezalandırabilsin, ürkülenleri yalvartsın, ağlatsın, sanra binnaz ve eda ile gitsin gine kendini dilediği gibi versin! Hiç böyle bir hürriyet çocuğu, hem de bir tek memlekcelin maliyet fim- tı hesabına bağlavabilir mi? Bunu İtalyan s#armaycsi yapabilmistir. Alman sermayousi de yapmağa hazırlanmaktadır. Fakat bunlar zaten bozukdüzen nesnelerdir. Hiç Fransız, yahut İngiliz sermayelerine ben zevler mi? Hiç buasil Üstelik da kifayetsiz bir işletme sermayesi, istediği işe yatabilüp onu başaracak bir tesis sermayesine henzer mi? Alman ve İtalyan sermayeleri, iki harp yelimidir ki, onları iş denilen dinç fa- kat fakir delikanlı ile maliyet Fiatı izdivacı pekalâ paklar. Fakat Fran- sız sermayes: öyle midir? Bu bir düzenbaz ve aşifte kızdır ki, ayni de- likanlıyı nerede gözüne kestirse ona oruda mülâki olmakta ve bir iki yıl içinde onu verem ettikten sonra, kahkahalarının batırasını bıraka rak başka diyarın başka delikanlıları üzerine çullanmaktadır, Yalnız işte, son yıllarda, bu yürak hırsızının fazla adı çıkmıştır. Onun gelin duvaklarını ve çeyiz sandıklarını taşımağa memur edilmiş Orta avrupalı ve Balkanlı silâhşorlar, artık dermandan kesilmiştir. Yelpa- zecileri dağılmış, tahtının sırmaları solmuş, güzel kız şöhreti etrafında bir takım masalların örümcek ağları parde pecrde kalınlaşmıştır. Bir takım masallar ki, artık sevgilisini muratlandıran güzel kızdan değil yurgununu kemirüp posa yapan bir kahpeden bahseylemektedir. Bütün bu hadiselerin nelicesi şu olmuştur ki, güzel kız, artık Fransadan dı- şarı çıkamıyor ve evinde kocuyor. Bu korkunç tehlike, eski düzenbazı derin murakabelere sevkediyor. Artık, töbekâr olmak zamuanı gelmiştir. Artık, eyi kötü bir koca bulmak zamanı gelmiştir. Hem kimbilir? Belki ileride, gine eski günlerin gü- neşi doğar, gine... evet artık cihan gözdesi olmanın serbest hayatı kal- mamışdır ama, daha, müstakbel kocacığını aldatmak var, daha, zaniye olmanın tadılmadık zevkleri var. Hole biraz gönülsüzleşlip İtalyan ve Alman rakiplerini salonuna kabu ederse, kendi de onlarım evlerine giderse, hele uyuşurlarsa, o zaman aşıkları da paylaşabilirler. İşte, Aristokrat torunu ve sarraf kızı (1) Marianne'ın sonbahar düşün- celeri bunlardır. Gerçi 1ş> denilen oldukça bayağı aileden ve eli na- sırlı delikanlıya vartnak gibi tiksindirici bir başlanğgıç var. Fakat nedan kabil olmazsın? Bnatille'i yakanlar aristoklaşmadılar mı? Babası, bü- yük babasına lâyık bir damat olduğunu göstermedi mi? Bir parça ma- nikür, bir kaç okka kumaş, bir iki ritmik dans hareketi yabani tavırlı nişanlısını neden şekle koymasın? Hattâ İtalya kızın karagömlekli (D Marlanne: Fransn'yı tenisil eden kadının ismi. 29

Bu sayıdan diğer sayfalar: