1 Mart 1933 Tarihli Kadro Dergisi Sayfa 32

Ankara Moskova | Roma., | Halk terbiyesi. Yakup Kadri. Gerek Rusya ve gerek İtalya dönüşü memlekette yadırgadığım yalnız birer lüks eşya gibi dolaşan kadınlarımız olmadı. Sehir sokaklarının tenhalığından, durgunluğundan, yüreğime bir de- rin gariplik çöktü. Bu sokaklarda görülen tek tük insanlarda da öyle bir avarelik, öyle bir nereye gideceğini, ne yapacağını bilmez kimselerin sersemliği vardı ki... onları, âdeta, omuzla- rından tutup sarsmak ve «Ne yapıyorsunuz? Bu ne tembellik, ne uyuşukluk... Bilmiyor musumuz ki, burası da bir inkılâp di- yarıdır. Burada da tıpkı benim geldiğim yerlerdeki gibi her şey yenibaştan yapılmakta, cemiyetin mimarisi temellerinden değiş- tirilmekte; topraklar, taşlar, kafalar, ruhlar hep kökünden iş- lenip imar edilmektedir. Bilmiyor musunuz ki, bir hummalı oluş içindeyiz? Burada da, her taraf tekevvün halinde bir dünya gibi durmaksızın fıkır fikir kaynamalı değil mi?» /— Kaldırımın köşesinde duran ve gelip gecen kızlara yiyecek gibi bakıp gülüşen şu üç delikanlının bu umumi kalkınışı hareketin- de hiç bir vazifesi yok mu? Biliyorum ki köyler hocasız, yığın- lar tehpersiz, vatanın iç tarafı 1ssız ve ışıksızdır. Ya şu iri yarı adam niçin sırtını duvara vermiş bir kara taştan s2alakti! gibi duruyor? Acaba bir işsiz amele mi? Hayır, bu bir sarhoş dilen- cidir. Bir kahvehanenin camekânı önünde duruyorum. İçerisi dopdolu Mermer masalar başında, siçara dumanları arasımda, harektsiz insan kümeleri, sanki bir akvarium'da iri, acayip bi- ver nebat demetleridir. Derken cırlak, kısık, hırıltılı bir gramo- fon sesi, bir eski Osmanlı şarkısını çalmağa başlıyor. Sigara du- manları kahvehanenin camlarını biraz daha buğuluyor. Nebat. lar, hafif hafif dalgalanır gibi oluyor. () Altıncı sayıdanberi 32