diği yerlerden ancak paslanmış Roma kılıçlarile beraber çıkar- dı. M. Mussolini'nin «İttihat» dediği bu ise, bunlar malüm şey- lerdir. Hem, nerede ozamanlar? Hiç Roma tarihinin ihtibasları ile dolu bir politika, milli kurtuluş'un yüksek adalet ve hürriyet esaslarına ayak uydurabilir mi? Yalnız faşizmin babası, milli kurtuluşçu olduğuna inandırmak için, ÂAvrupa emperyalizmi namına, cidden faydalı itiraflarda bulunuyor. Avrupa, haşka memleketleri, meğer müstemlekeleştir- rerek ve onları birer hammmadde ve ziraat maddeleri müstahsili haline kayarak hükmü altına almısş. Ve milli kurtuluş demek te, meğer Âvrupanın bu tuzaklarından çıkmak yahut bu zülmünü silkip atmak demekmiş. KADRO'nun daha ilk gününden itiba- ren ortaya atltığı bu esaslara ehemmiyet vermiyenler, lütfen ku- lak kabartsınlar. Çoktan harcıâlem olmuş bu hakikatleri ağıza almaktan, artık bir devlet reisi bile çekinmiyor. Kapitalizm'in neden ibaret olduğunu, kursağını nasıl şişirerek medeniyetini kimlerin sırtında taşıtmış olduğunu, işte artık M. Mossolini de ilân ediyor. © Başka milletlerin milli kurtuluş bayraktarlığı etmesi, yukarıda da söylediğimiz gibi, böyle bir rolün bugünkü cihan şartları ba- kımından nekadar birinci plâna geçtiğine delâlet eder. Evvelâ tekrar edelim ki, milli kurtuluş inkılâbımı yapmış olan Türkiye olduğu gibi «rehper millet» vazifesini ifa etmekle yaptıracak alan da Türkiyedir. Dava, ilk günü ileri sürdüğümüz gibi: Mevcuftur. Mühimdir, Şereflidir. İşte bunun birkaç delili daha. Her fırsat düş- tükçe, buna avdet etmek KADRO'nun bir vazifesidir. Türk in- kılabırın kendine has olan ileri ve müstesna vastlarını her def- asında zamanında ve açık alarak ortaya koymuş olan Mecmua- miz, amarki, milli kurtuluş davasında öncü ve rehper müllet ol- mak vasfımıza, Türk inkılapçıları, burdan böyle olsun lâzım al- dağu gibi başlanacaklardır. 4Ö