Ekseriyelle pamuk tarlnlarının etrafına pamukla beraber susaum da ekilir. Türkiyede münavebe ile üç tarla sistemi arasında bir sistem daha vardır ki bunu hakiki münavebe ile karışlırmamak Hâzımdır. Bu uüsülde de müh telif nehatlar münayvebe edilir. Hatlâ münayecbeye capn nehatları da gi rer, Fakat bunun hakiki münavebeden farkı, tarlaniın bir sene nadasa bı- rakılması ve mahsullerin sıralanmasında fenni bir esâsin gözetilmemesi- dir. Bu ustülde siıraya giren nebatların taaddüdü nisbetinde tarl muktadır. Dört, bes, altı yedi tarla sisteml gibi. Mesclâ MWaraş sene buğday, İkinci sene arps, Üçüncü sene yine buğday, dördüncü gene nadastan sonra, beşinci sene çeltiz nöbeti gelir. Çeltikten sonra mühave- be ayni suüretle deyam eder. Çellik ekilmeyen satnlarda ise beşinci sen ya dari yabhut mercimek zirsslı yapılır.» (") Diğer bir misal: Denizli, Sarayköy ve Buldan kazalarında... Birnc! sene buğday, ikinci sene mısır, üçüncü sene azpa zeredilerek dördüncü sene dinlendirmeke (nadasa) lterk (*”) adetlir. Ru usulün hakiki münavcbeye *Fructhtwcchselwirisehall» tehayvvülü İçin nadasın kalkması ve salhi kök- lü nebatlarla derin köklü nebatların fenni bir şekilde münavyebesi lüzun - dır, Köylü, münüvebe usulünün talhik edikliği elerde daimi islismar dan dolayı ltopragın verim kabiliyetini kaybetlmemesi için gülhre kullan mağa ehemmiyet vermektedir. Giübreyi tezek halinde tandırda yakan ve tarlası yorulunca mer'adan veva ormandan bir yenisini açan İç Anadolu köylüsünün aksine olarak gübrenin bu işletmelerde iktısadi bir , vardır. Müstahsil gühreden müsmiriyeti arttırıcı bir yasıta olarak de ctmektedir. Meselâ Manisa da #*tarlalar tamamen gübzelenir t radı, ve develerle nakledilerek mesafe mesafe dokülür. Son baharla vaş larak tarlalar hafredilir. Döünüme İKi bin, üç Din Kilo kadar alılır. (**') Egze mıntukasında sun'i gübre de taammüm eimekicdir. Ekserivetle Tos- forlu, potaslı, azotlu gübreler istimal edilmektedir. Sun'i gübreyi en çok kullananlar bağcilar ve tütüncülerdir. Mamafih Ma nisa misaline bakarak emtca iktısadiyatının münkesif olduğu yerlerde gübrenin adam akıllı taammünı ettiği kanaatlne gelmek doğru değildir. Bizde gübre islimali emtea IktısadIyatı mıntakalarında bile şehir ve ka- saba müstahsilleri ile bu mevkilere mücavir köyler halkını aşamamıştır. Bu mevkilerden uzaklaştıkça gübhrenin tedricen tarlalardan gekildiği go rülür, Toprak mahsullerinin kolaylıkla realize edilmesine imkân olan yerlerde köylünün nazarında toprağın kalitesi de ehemmiyet kazanınışlır. Müstüh sil de iyi ve fazla mahsul almak maksadile dalmı, inbat kubiliyeti yüksek, kuvvetli topraklara rağbet vardır. Bunun için omtea iktasadiyatımın mün keşif olduğu yerlerde toprakların boş durmadığı (Tabli nuüfusu kesif olduğu yörlerde) görülmektedir. Bunun neticesi olarak ltopruk fiatları da yük- sektir. Halbuki orla ve şurki Anadolunun coğrafi şartları itibariyle ziraata pek müsailt olun geniş sahalarında pazarla temasın müşkilütından dolayı köylü hem mütenevvi mahsul istihsalile hem de lopruğın kalitesiyle alâ- kadar değildir. Buralardı. vüsi ve münbit topraklar boş durmakta ve hay vanların otlamasına hırakılmaktadır. Burayan kadar tespit edebildiğimiz işletme şekilleri içinde hiç şüphesixs en nz sÂâye Hizum göstereni yaylalarda ser uzat dolaşan göcebe aşiretlerin hay- (*) Maraş Ziraat, Odası raporu No, 87, (**) Por£. İnsan Abidin Anadolu Z. V. Y. vaz C. 2, S, öTE (*'*) Keza C. 2. 8. 6ö? 30