Türk inkılâbında Gazi ve Bizim bir inanımız : Bu milletin tarihi ondan, bir insan oğlundan istenilmesi kabil almıyan ve bir insan ağlunun tahati haricinde kalan şeyleri istiyor. Böyle bir vaziyetin doğmuş olması ve bir kahıramanın şahsında bu millelin, bütün arzu ve iradelerinin temessül etmiş bulunması onun için ölçüsüz bir şeref olduğu kadar, millet için de ölçüsüz bir emniyetlir, Tarih içinde hiç bir şef milletinin mazisini ve kabiliyetlerini onun kadar bilmedi, milletinin «hal» ine onun kadar tasarruf et- medi ve milletinin istikbaline onun kadar müessir olmadı. Mazisini ve kabiliyetlerini onun dilinden ögrenen ve halini onun iradesinde müşahhaslaştıran milletin, şimdi istikbali için de orulan müdahele ve istikamet beklemesi hakkıdır. Ve inanımız şudur hi: O, bu milleti maziye ait belâlardan ve musibetlerden nasıl kür- tarmışsa istikbale ait belâ ve musibetlerden de öylece masun bulunduracaktır. Milletin gelecekteki nizam ve saadetini ve ço- cuklarımızın gelecekteki huzur ve emniyelini tehdit edebilecek bu müstakbel belâ ve musibetlerin en korkuncu ise sınıf müca- delesidir. «Bir gün cebren ve hile ile aziz vatamın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağtlıl- mış ve memleketin her köşesi bilfül işgal edilmiş olabilir.» Fakhat millet, «muhtaç olduğu kudreti, damarlarındaki asil kan- dan bularak abütün bu ahval ve şerait içinde dahi» istiklüâl ve cümhuriyetini kurtarabilir. Fakat sınıf tezadı ve sınıf kavgası bir musibettir ki, onun her şeyden evvel kasdi, bizzat milletin kudretiri teşkil eden bu kan ve millet birliğinedir. Bunun içindir kiş şehirlerimizden fabrika dumanı, kırlarımızdarı demir sesi ve ormanlarımızdan hizar gürültüsü gök yüzüne yük-