derecede iradesinin müdahaleşi ve tahakkümü aHına almuası de- mektir. İlk insan madden'n elin- de kör bir esirdi, şimdiki İnsanın idrak ufku daha geniştir, şu hal- de şimdiki insan daha hürdür. Fakat şimdiki hürriyetimiz de, hürriyetimizin son haddi değil- dir, Tabiatin kör kuvvetlerine ta- hakkümlümlüz ve onları kendi ira- demiz altında kendi arzularımı za tâbi kılmaklığımız tamam ol- madığı gibi cemiyet hâdiselerinin soyri ve bu hâdiselerin Kkanuni- yetlerine tahakküm bahsinde de idrakimiz tamamile eksiktir. Bu hâdiselerin çoğu, meselü harpler, buhranlar,.. ilâh.. hâlâü esraren- giz ve fetiş mahiyetlerini muha- faza ediyorlar. Hulâsa maddenin —bir parça & olan insanın, diğer marldi tar hakküm ve esaretlere karşı mü- cadelesi bir hürriyet cidalidir. Bu cidalin ve maddeye tahakküm cehdinin esasında ise bittabi ta- biat ve cemiyet kanuniyetlerinin idraki yatar. Binaenaleyh her id- rak adımı bir fetihtir ve bizim hürriyetimiz yolunda bir merha- ledir. Bu itibarla idrak - ve tek- nik bu hürriyet ve tabiat mücade- lesinde iki unsurdur ki birbirine bağlıdır, birbirinin muhsulüdür ve biri diğerini tamamlar. Bina- enaleyh idrak derinliği ve teknik ileriliği dedğimiz zaman, biz ha- kikaten hürriyeti ve bittabi mut- lak hürriyeti değil, fakat beşerin hürriyet cidalinin ileri bir merha- lesini anlıyoruz. Bizim shüryriyet» telâkkimizde mücerred, yahut spekülâtif hiç bir. mahiyet yoktur. Sizin bu telâkki ile hiç — münasebaeattar görmediğiniz <felsefi hürriyet» yani, maddeye tahukkümün, id- yakin ve tekniğin haricinde ka- lan kategoriniz birim için bittabi bir ölçü olamaz (1). Çünkü biz, bütün cehdimizi bir tabiata ta- hakküm cidaline ve bir cemiyet fetişizmini tasfiyeye teksif at- miş bulunduğumuz için, madde ve idrak haricinde bir şey hizim için hakikatan «gayrikabili idrak» dir. Sözlerime mihayet varmeden ev- vel sizin diyalektik bahsinda Ho gelden naklettiğiniz cümle hak- kmda da bir iki kelime söyliyo” yim. Hegelin bir cümlesi sizin ya- zıriza <her akıllı olan şey şe'ni ve her şe'ni olan şey akıllıdır.: şeklinde tereüime olunmuştur. Bu vadaki (akıllı) kelimesi aslırda zannederim (makul) olacaktır. SŞimdi cümlenin aslını bulamadım. Fakat hatırımda kaldığına göre bu cümlenin aslı (her şe'ni olan şey makul ve her makul olan şey şe'nidir.) şeklinde olacaktır. Bu radaki şe'niden gavez (keyfiyat) ve (makul)dan garezde, Hegelde işlenen diyalektik teselslilita ifa- desi olmasıdır. Filhakika gerek Heygelde, gerek Marksta (keyfi- yet) denilen sşey, hem bir (son- tez) yani bir takım (antitez)le- rin ve kanımiyetlerin Lerkibi, hem de seyyal bir muvazenedir. Bina enaleyh (keyfiyet) sentaz olmak itibarile, zatinde, daha evvelki (1) Meselâ Bergsonda lın hürriyet illiyetler sahasına çıkıldığı nisbette ve hizde bilâkis illivetler sahasına nulüz edildikçe artar. 45