için idare ve işletme tekniği de başlı başına bir ihtisas şubesi ol- musştur. O halde Devlet işletmesini yalnız teknik bakımından değil, ayni zamanda işletme bakımından da ileri metadlarla teçhiz e- dersek, bürokrasi tehlikesi kalkar. Böyle bir tehlike mevcut ise o, büyük husuzsi tesebbüsler için de varittir. Devlet işletmesi de, büyük hususi teşebbüsler gibi, muvazzaf memurlarla çalışan ik- tisadi bir müessese olmalıdır. Bir iktisadi müessesenin icabet- tirdiği her türlü idare ve kontrol tekniğini Devlet işletmesine de tatbik etmek icabeder. Bu, bir prensip davası değil, sadece bir idare tekniğidir. Yalnız Devletin idare edeceği iktisadi tesebbüsleri değil, bütün devlet idare mekanizmasını bürokrasiden kurtarmak için büyük bir ıslah ameliyesine muhtaç bulunmaktayız. Bu gün büro işlerinin rasyonellestirilmesi de başlı başına bir ih- lisas subesi haline gelmiştir. İşlerin günü gününe çıkmasını te- min edecek bütün devlet işlerine samil vadtetli ve rasyonel bir dosyacılığın, kolay ve çabuk işliyen bir muhasebenin teessüsü stenografi ve büro islerine vakıf bir daktilo kadrosunun yetişti- rilmesi, kısaca Devlet dairelerinde rasyonel, verimli ve ucuz bir iş tarzının ve bir is disiplininin yerleşmesi, zaten meşgul olma- mız ve halletmemiz lâzımgelen mühim meselelerden biridir. Türkiye'nin ziraat sahasında olduğgu gıbi, sanayi sahasında da ancak bir ihtisadi Bevletçilik sayesinde inkişaf edebileceği ha- hikati hâdiselerle ve zamanla teeyyüt eltikçe, Devlet idaresinde bürokrasinin tasfiyesi meselesi de günün en mühim davası haline girecektir. Iktisadi Devletçilik, hürokrasinin zıddı ve düşmanıdır. Ticaret sahalarına da bir göz afalım: Ziraat ve sanayi sahalarında olduğu gibi, ticaret hayatımızın da talihi tamamen hususi ve ferdi teşebbüsün elinde bulunmakta- dır. Gerek ithalâtta, gerekse ihracatta büyük ticaret, hemen umumi- yet üzere, yabancı ve gayri milli unsurların hakimiyeti altında- dır.