Kısaca diyebiliriz ki, Türkiye'de hususi teşebbüs prensibine da- yanan ziraat istihsal işleri, umumiyet üzere geri teknikli, az ve- rimli, ve kârsızdır. Bunun da scbebini sadece, ziraalimizin bilgi- ye değil, an'aneye dayanmasında aramalıyız. Türkiye'de, an'anevi istihsal sartları yerine, vYasyonel istihsal şartlarını geçirmek işinin cihan içindeki yüz senelik geriliğimiz düşünülecek olursa Devlet isinden baska bir şey olamıyacağını kabul etmemek imkansızdır. Bu, artık tedrici tekâmülle, ferdin sahsi idrak ve iradesile ola- bilecek bir iş değildir. An'ane ziraatinden rasyonel ziruate geç- mek işini ayrı, ayrı ve lek, tek fertlerin hususi işi olarak telâkki eden zihniyet, güya (erdin hürriyetini, ferdin istiklâlini müda- faa cder gibi görünüyor. Halbuhi an'ane ziraatinin geri tekniği kadar ferdin hürriyetini, ferdin istiklöâlini hiçe indiren, Ferdi, işi- nin kölesi yapan ve gelir seviyasinin düşüklüğü yüzünden ferdi yoksulluk mengenesi içinde ezip sıkan hiç bir istlipdat ve esaret rejimi yoktur. Ferdin mevhum hürriyeti namına, Türk ziraatine Devlet eli ve Devlet iradesile ileri tekniğin, rasyonel ziraat usullerinin girme- mesini istemek, hem ferdin hakiki hürriyeti hesabına, hem Tür- kiye'nin iklisadi kuruluş ve kurtuluşu hesabına en koyu bir irtica olur. Husuzi teşebbüs ve ferdi hürriyet demagoğglarından, bu günkü milli ve beynelmilel şartlar altında, Türk ziraatinin Devletçi ve plânlı bir ziraat siyasetinden başka haugi liberal tedbirlerle kur- tuleabileceğini öğrenmek istiyoruz. Sanayi sahasına bakalım: Türkiye'nin sanayilesme tarihi sistemsizliğin ve hesapsızlığın bin bir acı ve ibretli misallerile doludur. Şimdiye kadar kurul- muş ve kapanmıs sanayi mücsseselerine ve işlemekte olanları- nın da rantabilite hesaplarına ve işletme tarzlarına dair bir tet- kik yapılsa, gayet düşündürücü nclicelerle karşılasacagımıza şüphe yoktur. Bir fabrika kurmak ve isletmek, her şeyden önce gayet ince bir tetkik ve gayet çeşitli bir ihtisas işidir. Halbuki bizde fabrika aç- 12