luğunu mucip olması beklenir. Halbuki bizde bunun aksini gö- rüyoruz. Meselâ tenvirat fiatı 930 senesinde İstanbulda 14 Ada- nada 28,3, Ankarada 28,3, İzmirde 25, Bursada 19,2, Konyada 10, Trabzonda 15 dir. En ucuzla en pahalı arasındaki fark 2,8 mislidir. Diğer taraftan bir çok misaller bize göstermiştir ki sa- hillerden uzak olan orta Anadoluda ve küçük takatta motörlerle dahi kilovat saati 4 kuruşa kadar istihsal mümkündür. Hattâ bu- nu bilhesap isbat ederek elektrik santrallarından bu fiata kuv- vei muharrike satın alan fabrikalar da mevcuttur. O halde elek- trik santrallarımızın vasati satış fiatı olan 13 kuruş üzerinde dursak bile bu fiat lâakal maliyet fiatından üç misli fazladır. Bunun sebebi de yukarıda izah olunduğu üzere yüksek faiz, kı- sa müddetli amortiseman ve satış miktarının müesses takala na- zaran azlığıdır. Bunu da bir hesapla tebarüz ettirelim: Türkiye'de çalışan ecnebi şirketler sermayesi 11,000,000 liradır. Buna 76 10 faiz ve on senede itfayı kabul edersek faiz ve amor- tisman mecmuu Z,200,000 İira eder. Bu şirketlerin senevi istih- salâtı 76 milyon kilovat olduğuna göre yalnız faiz ve amortise- man miktarı beher kilovat saatte 3 kuruş eder. Halbuki satış z 75 derecesini bulmuş olsaydı bu miktar takriben 1 kuruş edecek- ti. Yahut faiz miktarı ©6 5 ve amortisman yirmi senede yapıl- mış olsaydı 1,5 kuruşa düşecekti. Her iki hal birlesseydi kilovat başına yalnız yirmi para isabet edecekti. Yalnız faiz ve amor- tisman bedeli kilovatta 3 kuruş olan elektriğin d kuruşa satı- lamıyacağı çok tabiidir. Bu kısa tetkikten anlıyoruz ki yaşları henüz pek küçük olan elek- trik sanayiimiz ne kemiyet, ne de keyfiyet ve randeman noktai nazarından matlüba muvafık olmaktan çok uzaktır. Hele fiat iltibarile -nisbeten İstanbul müatesna- genişlemeğze hiç te müsail değildir. Müstakbel elektrik sanayiimiz ne suretle inkişaf etme- lidir? Bu gelecek yazımızın mevzuunu teşkil edacektir.