Eski şairler, idealisti, «bir sert kaya üstünde ummanları tahkir eden bir kahraman» şeklinde tasvir ederlerdi. Halbuki bBu kah- raman, ancak bir târiki-dünya tipidir. Çünkü idealistin yeri, bu dalgaların karşısı değil içidir; ge onun meusihisi, handi sesinin, bu dalgaların içinden gelen aksi-sadasıdır. İdealist her zaman cemiyelin içindedir ve cemiyetten aldığını her an cemiyete ener- ji ve hareket askı şeklinde iade eder. Çünkü inkılâp idealizmi- nin tekâmülü, datma, madde ile boşuşma ve madde ile haşır-ne- şir olma tarıkiyledir. Yoksta, tabiat ve cemiyat mücadelelerinin çetiri çarkları arasından ayrılan, kendi etrafında tezatlar kayna- mıyan ve her an değişen hayat mucizesinin rüzgârları asmiyen idealizm, mültekasını derhal kaybeder. İkinci iş yılına giren Kadro'nun ruhunu bu idealist heyecanı da- kuyor. Bu heyecan, hkhaynağını. inkiılâbımızın derin manasından alır, Bu kaynak, yalıtız bizim neslimize değil, bizden sanra gele- ceklere de suur olacak, ahlâh oalacak kadar derindir ve mürek- keptir. Biz umuyuruz ki, gelecek sene bu gün, üçüncü yılımıza basar- ken, bu kaynağın başında, kalemini onun alevinde yıkayan Bir kalabalık bulacağız. Bütün prensiplerini inkılâbımızın derin ma- nalarından çıkaran vea inhilâp askını kendisine es yapan, kuv- vet yapan hesoonsız Türk yazıcıları, hesapsız Türhk mecmuaları, yurdümüuzun her #arafını sarack. Çünkü İnkılâp tdeolojisi maydanında Kadro'nun teh khalışt, nes- limizin kuvoveti değil, zâhıdır.