buçuk asır evvel konmuş olan haksız mubadele muadelesine bir nihayet verebildi. Şimdi nc görüyoruz? Bir taraftan, serbest mwhudele prensipi tasfiyeye uğramıştır. Fa- kat bir taraftan da iktisadi fonksyon bölümünün Ladili başlamız- tr. Gümrükler, kontenjanlar, döviz takyidalı ve tukaslar, ser- best mubadelenin mezar kitabeleridir. Nasıl ki, onun polilik şi- arı olan en fazla mazharı müsaade millet formülü de hükümsüz- leşmiştir. Fakat bir taraftan da, İstismarcı mevhünde sanayici millet, Büstemleke mevkiinde de, hammaddeci ve ziraatci millet tasniflerinin, yani eski iktisadi fonksyon bölümünün, kalkmak- ta olduğunu görüyoruz. Bu. bünye istihalesinin, mubadele cihazında tamam olmasına mukabil istihsal cihazımnda ancak bazlamıs olduğunu görüyoruz,. Cihanın bugünkü manzarasına bakacak olursak, muazzam bir iktisat mücadelesinin ortasında bulunduğumuzu kolaylıkla tes- bit edebiliriz. İstismarcıların arzuasu, sanayi hegemonyasını el- den kaptırmamak için, mubadele bünyesindeki tam islihaleyi gerisin geriye iterek eski mubadele bünyesini, yani serbest mu- badele (Frce Trade) statukosunu iade eylemektir. İktisadi kur- tuluşları için mücadele eden milletlerin ise, bütün arzuları, mu- badele bBünyesindeki istihaleyi istihsal bünyesine de tam olarak sirayet ettirmektir. Süphe yok ki iktisadi bünyedeki bir istihalenin mubadele bün- yesine de sirayet etmesi ne kadar tabii ise, bunun aksi de, yani müubadele bünyesindeki dezğişikliğin iktisadi bünyenin istihale- sme sebep olması keyfiyeti de o kadar mukadderdir. Şu var ki, iktisadi bünyedeki değişikliği, iradi olarak istemek ile onu hu- rici bir tazyik tahtında kabul eylamek arasında mütcaddi ol- makla mukaddere boyun eğmek arasındaki fark vardır. Meselâ, Osmanlı İmparatorluğu, geçen asrın başlangıcında, ken- dine zorla ve silâh kuvvetile kabul ettirilmiş bir mubadele ne- ticesinde, yukatıda tafsil ettiğimiz bünye istihalesine uğrarken, bunu irade ve arzusunun dahilinde değil, irade ve arzusunun ha- ricinde olarak kabul eylemiştir. YA