1 Eylül 1932 Tarihli Kadro Dergisi Sayfa 41

4 — Böyle bir teşkilât ile, hem dahildeki hem de hariçteki istis- marcılara karşı mücadele etmek mecburiyetindedir. G. Safarof, bu noktaları tesbit ederken, acaba hangi memleket- lerden bahsettiğini bir kere daha tahkik etmiş midir? Çünkü bahsettiği memleketlerde, daha ziyada rici ve feodal bünyelerin sınıfları yahut «kastolar vardır. Amele sınıfı dediği şey, İiman- larda birikmiş ve &süy»in ancak «sefaletsini temsil eden Lum- penproleter'lerdir. Meselâ Çinde 400,000,000 u aşan bir nüfus kesafeti yanında, bir kaç limanda kurulmuş fabrikaların bir ame- le kesafeti yaratmasına imkân var mıdır? Çinlilerin 9p 70 ji çift- çidir. Ve bu köylülüğün her hangi siyasi bir teşkilâtın içine alın- ması ancak milletçe yapılacak bir mücadela bakımından müm- kündür. (*** | G. Safarof, bunları hiç düşünmüyor. Orta Avrupa'da bile ve harpsonrasının bahşettiği hususi anarşi şartlarına rağmen dik- tatorasını bir türlü kuramıyan bir teşkilâtlı amele sınıfının tür- lü hiziplere dağılışı devam ederken, milli kurtuluş gibi muayyen ve ele geçirilmesi mümkün bir gayeyi, mevhum bir takım sınıf- ların müdahalelerine havale etmek, o gaye için çarpışan millet- lere yardıra eylemek değil, olsa olsa, gayeyi bir başkası uğruna istismar ctmek demektir. Ne Çinli amele ve köylü ne de Hindistandakiler, millt kurtulu. şun yüksek manasını anlıyacak ve bu manaya bağlanacak vazi- yettedirler. Bunlar arasında bir teşkilât yapılabilse ve bu teşkilât bir takım rehborler çıkarsa bile, herkesten evvel küçük burjuva zihniyeti içinde hapsolup kalacak ve herkesten evvel tavizlerde ve ricatlarda bulunacak: bu teşkilatlar ve bu rehberler olacaklır. Milli kurtuluş hareketleri, nerede inkişaf ederlerse etsinler, o memlekelin münevverleri, intelliğensya'sı, (“| o hareketin en ileri düşünüşlü ve en feragatli kadrosunu verecektir. Bittabi bunlar arasında da tavizciler ve bozguncular çıkacaktır. Fakat gene, bu kabil hareketlerin davadan inhirafı mutazammın dö- neklemeler olduğunu, okumuşlar - intellizensya söyliyecektir. Millâ kurtuluş, yarı-müstemlekenin istiklâl hareketi demektir. Yarı-müstemlekede, «sâyp değil «sâyin sefaletleri» vardır. Bü- V| MiT kuartuluş hareketlerinde <«Münevsers sınıflı cemiyetlerde — olduğu gibi herhangi bir sınılın lâhikası değil, doğrudan doğruya mitlet'in malıdır? D**) Anadalu Tatiklâl harbinde olduğu xibi. 41