şenaatin adı hep «zayvallı mazlum akalliyetleri kurtarmak» lâ- fi olmuştur. Cihan harbinde, Çar orduları Şark vilâyetlerini bu bahane ile is- tiylâ etmiştir. Mütarekeyi müteakip İstanbulun iagalinc sebep olarak bu gösterilmistir, İzmir ve bütün garbi Anadolu bu insa- ni (!) endisşe yoluna zaptolunmuştur. Bir an geldi ki, bu düzme mürui edebiyatına Avrupa milletlerinin kendileri de inanır olmuslardı. Amerikada sinema perdeleri üs- tünde Ermeni katliamlarına dair bir takım korkunç masallar gös- terilirken elleri Zenci kanı kokan Yankilerin bile gözleri yaşarı- yor, ve, bu mezalimi gazvtelerde okuyan müstemlekeci İngiliz zabitlerinin yüreği bir ihtiyar hanım icliliğiyle titreyordu. Öbür yandan, «guillotine» mucidi Fransız'lar hepsinden ziyade mesihi şefkat cazibesine tutulup, bu yeni Ehlisalip hareketine de ordu halinde Pierre P Hermite'ler yetistiriyordu. Türk mille- tinin üstüne en kara çamur yağmurunu yağdıran Fransız matbu- atı oldu, Öyle bir an geldi ki, Türkler için bütün medeni âlem bir zindan kesildi. Avrupa kıt'ası üzerindeki vaziyetimiz Orta- yaşın Yahudi katliamları esnasında Beni - İsrail'in düstügü va- ziyetten farksızdı. Hem dünyanın bütün tüyler ürpertici cina- yetlerinin faili olarak biz gösteriliyorduk. Hem de en vahşi zu- lüm ve işkencelere biz maruz bırakılıyorduk. İşte, bu sırada Kızıl Ruslar da, tam bizim geçirmekte olduğumuz İânet ve iftira selinin eşi bir sağnak altında bunalmış kalmız idi- ler. Çarlar zamanındaki Progromlara, kütle halinde sürgünlere, Kazakların mütemadi kamçı seslerine, «Mujik»lerin feryadü fi- ganına, hiç sökülmeden duran daraşaçlarına, muzlim ve kanlı saray entrikalarına dair bir tek söz söylemiyen, bir tek salır yazmıyan Âvrupalılar, her halde, Fransız İhtilâlinden çok da- ha az «sadigue» hâdiselere sahne olan Rus İnkılâbınm karşısın- da bir nevi dehşet ve nefret histeri'sine tutuldular, Bu histeri'den öyle bir edebiyat çıktı ki, an dokuzuncu asrın en korkunç melv- dramları, bunun yanında, hos hirer peri masalı gibi kalır. Lâkin, bütün beşeriyet, Lenin'in «dünya yoksulları» dediği in- sanlar da dahil olmak üzere, hep birden, bunun tesiri altında kal- dı. Bu nevi neşriyatıri ilk ve ezeli kurbanlarından olmakla bera- ber, biz de bu tesirden yakamızı sıyıramadık. Rus İnkılâbı mef- 35