Ankara Moskova D Roma Yakup Kadri. Rusya, Çarlık Rusya'sı bütün o haşmet ve debdebesine rağmen Avrupa nazarında iktısaden geniş bir müstemleke, tâbi bir pa- zar olmaktan başka bir kıymet ve ehemmiyeti haiz bulunmuyor- du. Fransız bankalarının en hovarda müksterisi, İngiliz emtiası- nın en sadık alıcısı Rusya idi. Japonya, birer istiridya kabuğu gİ- bi, tayfunlu Sarı-Denizin dalgalarında sallanan adaları üstünde kaç yıldır Mançuri'den Sibirya'nın engin topraklarına giden yok- ları gözetliyordu. Bütün bu bakımlardan, İytilâf devletleri için Rus inkılâbının ve- hameti yalnız Cihan harbinde şark cephesinin bozuluşuyla kal- madı. Fakat, yeni bir iktısadi nizamın başlangıcı olmak dolayı- siyle imperialistlarin istikbale ait bütün ümitlerini kırdı geçirdi, ve, Kızıl Rusya ülkesi, müflis bir kibar zadenin şatosu gibi alacaklı mürabahacılar, bezirgânlar, simsarlar ve gasınlar tarafından çep- çevre çevrildi. Lâkin, bu aç gözlü menfaatciler, komuünist inkı- lâbını abluka altına alırlarken asıl maksatlarını asla ifade etmi- yorlardı. Tıpkı cihan harbinde olduğu gibi bir insani (!) dava- nın müdafaası uğrunda çalıştıklarını söylüyarlardı. Vahşi ve kanlı Rus inkılâpçıları (!) zavallı halkı kırıp geçiriyor, köyleri, şehirleri yakıp yıktyor, en iptidai hayat haklarını tane miyor, zulum ve senaat, masum ve alicenap Çarların (!) ülke- sinde tüyler ürpertici bir raddeye varıyormuş. Bu alet ve Ffelâket karşısında, hiç, medeniyet âlemi hissiz ve lâkayt kalabilir miy- miş? Kuzu postuna bürünmüş bu kurtların bu acaip meleyişleri- ni, biz, pek iyi biliriz. Onlar, Osmanlı İmparatorluğunun lesi üs- tüne de kaç defa böyle insani nutuklarla saldırmışlardır. Ta Sırp istiklâlinden başlayıp Balkan harbi facıasına kadar bir sıra 171 Allıncı nümhadan berl 34