sini korumok ise, konlenjan ve ta- kas usülleri ile başarılmaktarlır. Buü itharla, ancak başkalarının hay- rına işliyecek bir ”altm esası,, N1 kabulde ve bu uğurda, daha ilk a- dımda — 80.000,000 - Kiralık bir kül- fati lazammun eden bir fuzuli mas- vafı millete yükletmekte, Türk dev- leti'nin hiç hir menfaatı yoktur. Türkiye için doğru olm bu kaüle- yi, bültün wmmürazene açıklı milletle lere teşmil edehiliriz. Altın esasına geçilehilir. Fakat, bu- nun — için, — allımı — dağılacaklar allımı bedava dağılınalıdırlar, Altıu, çoak geçmeden, gene kendi ellerine geçecektir. Gene bodava dağılma- hdırlar. Ve, bu aglcuu-li oyunu, istedikleri kadar, finana merkezleri tekrar edebilirler. Aalaşılıyor ki, “altın. esası”', çoklan iflâs etmiştir. “Dümenli allın esas1”, hakikaten ü zerinde durulacak bir mevzudur. Bu hususla, beynelmilel bir konferans, eğer davayı Bamimi olarak tetkik &- derse, bu esaşın kendine mahsus kanuniyellerine uymakla, yeni ci- han nizamının temellerini atabilir. Fakat büyle bir konterans, Lau - sannç görüşmelerinin zıttıra olarak, davayi, finans merkezleri menlaati bakımından değil, cihan ve ciban nülletleri bakımından tetkik elme- Lidir. Şu noktaların ksapiti, şarl- tır: t a) Buhran, buhran değildir. Bütün cihan için bir dönüm noktasıdır. Bir sislemin bozukluğunu va kifa- yetsizliğini, iktisadi ve içlimat bü- tün unsurları bakımından ispat et mektedir. b) Cihan, makine me makine medeniyeti şarilarının bi- lâ kayit ve şart cihana teşmilini 5- tiyor. Bir Amerika ve bir Elgan yanyana :,;ışııılığı müddetçe, kurtu- luş yoktur. c) Gihan, fartilerin kazançlarına dayanan bir sistemi, bilfil tasfiya etmekledir. Bu lasfiyenin deramı ve hiç bir harp ve darp cepbesine lürum yok- tur. Çünkü sistem kifayetsizliği ile, kendi kendisini tesfiya elmektedir. GCihanın özlediği sistem: siyaselen hür ve iklisaden ülün miüllet- lerin, enüsavt şarllar dahilinde kür- şilaşmaları ve “milletler arasında te- sonüt,, şiarını, enüsavt hak zaviye sinden tahakkuk ettirmeleridir. Eğer önümüzdeki iktisat konferan- sanıda, bu noktalar nazarı ilibara alı- narak konuşulursa, Yürminci Asır, kendisinden evelkine nazaran, haki- ki makine medeniyeti gerı olur ve ileri tekniklo her noklası tecehhüz etmiş cihanın het noktası, şu “lme- rikan prosperily'si,, ni bilfiil tanı- mış ve talımış olur. Aksi takdürde, cihan mikyosında bir dezebeyliği gü- ro göre idame etmek isliyen finang, bülün yirminci asır boyunca, bir modern — Ortaçağ yaşalmış olmak mes'nliyetini, üzerine alıyor demek- tir. -B. A, » " deniyelinin ve temamlanması — için, -vevurEYu İmtiyaz Sahibi: Yakup Kadri — Neştiyat müdürü: Dr. Vedat Nodim Yüsihaarlık ve Neşriyal 'T. A. , - Tatanbul