İstanbula, ilk matbaa geldiği zaman, bütün hattatların kıyam et- meleri ve makina medeniyetinin çocukluk çağında, bazı garp mem- leketlerinde, çulhaların kalkıp makinaları parçalamak istemeleri, el altırnda misallerdir. Şu var ki, itin uluması ve kervanın buna rağ- men yürümesi gibi, her hangi bir şekildeki irticam her bangi mukabil ilerilik hamlesini durdurduğu da görülememiştir. Bunun gibi, ileri bir Alman ve AÂmerikan teknizimni, Fransız tekniğinin menfatlerini temsil eden bir gazetenin cihan buhra- nının mes'ulü ilân etmeğe kalkışması, hiç te şaşılacak bir hâdise değildir. Fakat biz geri, ve bu yüzden, hem Alman hem de Amerikan tek- niğine karsı daima mağlüp olmağa mahküm, Fransız tekniğinin bu şirret ve muğalatacı avukatını bir tarafa bırakarak, davayı «Makina medeniyeti» namına kendimiz ele alalım. «Makina medeniyeti»v, istihlâf etmiş olduğu medeniyet gibi ka- zanç esası üzerine kurulmuş bir medeniyettir. Makina'nın zuhu- runa kadar kazanç, kol ve beygir kuvvetinin hududu ile mukay- yetti. Ve ilk makinanın kuvveti bir kac beygir kuvvetini geçmi- yordu. Bu itibarla, Fransız ihtilâli, «ginsan haklarınmı kaleme alırken, nisbi ve kâfi bir müsavatı insanlar arasında tesis eyle- diğine kanidi. Fakat, bidayette bir kaç beygir kuvvetini geçmi- yen makina bugün 200,000 - 800,000 beygir kuvyvetlik kudret is- tasyonlarına istihale etmiştir. Makina, bir kaç haygir kuvvelini muhafaza ettiği müddetçe, hatta mahalli olmak vaafını bile aşamadı. Fakat kudretini arttırdıkça, bir mamleketin iktısadiyat ve içtimaiyatını ve daha sonraları da dünyanın iktisadiyat ve içtimaiyatını vasıflandırmağa ve kendi hükmü altına almağa başladı. Bir taraftan kazanç esası ve bir taraftan makianın kazancı da- ima ve görülmemiş nisbe'tler dahilinde arttırmak vasfı, makina etrafında, gayet tabii olarak bir «inhisar tertibatı» doğurdu. Makina, memleket zaviyesinden bakınca sermaye ve sermaye- darın inhisarına, cihan zaviyesinden bakıncada sermayeci mil- llet yahut sermayesi milletlerin inhisarına geçti. Bu yüzden, ser- mayeci milletlerin bünyelerinde sınıflar, insanlığın bünyesinde de metropoller ve pazarlar yani istismarcı ve istismar edilen millet- ler doğdu. Bu iki tyezat, bugünkü «Makina medeniyetivnin iki bariz hastalığıdır. 27