Ne bnalifeden ne de Efendilerinden, ne korkumuz, ne de pervamız vadır. Fakat, bunu onlara ispat etmemiz için, halife ve hilâfetin fonksyonlarını “İlmi Fıkıh,, a nazaran değil, Milli Kurtuluş'un, Milli İktisat prensiplerine göre iyzah etmemiz lâzımdır. İnsan, tabiyeyi hangi zemin üzerinde kabul ederse, mücadeleyi de o zemin Üzerinde kabul etmeye mec- burdur. Medrese ilmini iyi bildiğimizi değil modern manada ' istiklâl mücadelesini iyi yaptığımızı ıspat edelim. Halife kuklası ile o kuklayı oynatanlara karşı ahmacak kuvvetli ve, İnkılâp noktai nazarından, semereli vaziyet budur, o değildir. B. A