0 6 4 B li kurtuluş hareketlerine karşı bir silâh olarak kullanılıp kulla- nılamıyacağıdır. Böyle bir düşiücenin İlk tatbik zemini de, elbette ki, bu hareketlerin fikir ve iyman kaynağı olan Türkiye Cumhuriyeti'dir. İstismarcı, zannediyor ki, hilâfet ve halife kuklaları ile bizim inkilâpçı millet camiamızı çözmek mümkündür. Onun bu kanaalinde bırakalım. Buna nekadar saplanıp kalırsa, okadar yanlış bir tektiğe snpmış olacaktır. Fakat, buna mukabil, bizim de yapacağımız bir şey vardır ki, o da, kabuğunun içine çekilmiş ve inkilâp ideolojisini de bu kabuğun içine hapset- miş bir millet camiası ve bir millet rejimi alâmetlerimi süratle ve şiddetle reddetmektir. —Yani, İnkılâbımızın hakikaten cihanşliimul olduğunu ve hakikaten dünyada ne kadar ümmet varsa, onların millet olmaları prensiplerini verdiğini ve müda- faa ettiğini, mütaaddi bir iman hamlesi halinde ilân etmektir. Dünyanın bugünkü gidişinde, istismarcınm tuttuğu mevki, daha dağrusu düştüğü çukur o kadar hâkim olmaktan çıkmıştır ki, kuvvetli fikir hareketi ve kuvvetli millet hamlesi, bu gidişin gönülsüz ve kendi halinde yolcusu olmayı değil, bu gidişin mutlak surette ele başısı ve mutlak suürette iddialı ve saflarm başını tuttmuş bir yolgöstericisi olmayı talep ediyor. Kuvvetin bugünkü şartı, çekingenlik değil, ataklıktır. Tür- kiye'nin inkılâp saflarım ve Türk İnkılâp Fırkası'nın ana ideolojisini, hudut içeri bir tahassun esasından hudut aşırı bir fikir ve iman akıncılığı dinamizmine sevketmemiz zama- ninın geldiğini Abdülmecit ile efendile larında yakalamamız lüzumu da gösteriyor. İnkılâbımızın kanlı mücadelesini kendi topraklarımızda kabul ettik amma, İnkılâ- bımızm fikir mücadelesini, eğer inkılâbımızın muvaffak oldu- ğguna kani isek, topraklarımızın dışında yapmaklığımızı, tabil ve yerinde telâkki etmeliyiz Aptülmecit kuklası ile bizi korkutmak isteyenlerin vasıflarını rini, kendi karargâh- ilân edelim. Milletleri, nasıl ümmet halinde, nasıl esir bir ikti- sadi pazar halinde muhafaza ederler, bunu anlatalımn. Bakalım o zaman, ao ellerinde tuttukları kuklayı, © bu- lundukları noktaların insanları, onların kafalarında para- larlarmı, yoksa paralamazlar mı? Ve, bakalım o zaman, istiz- marcılar, bize karşı o gibi kuklalarla vaziyet almanın zamanı geçmiş hem de dokuz senedenberi geçmiş olduğunu,anlarlar mı, yoksa anlamazlar mı? 39