bir iktısadi fornksyon almış olan memleketler, denizaşırı mem- leketlerin bu korkunç rakabetleri karşısında, mallarını sata mamıya, satamayınca, istihlâk maddelerini gittikçe daha az almaya başladılar. Öyle ki, kapitalist âlem, onsekizinci ve ondokuzuncu asırda, cihanın sanayi monopolunu alması yet- miyormuş gibi, yirminci asırın ilk rubunda cihanım ziraat ve ham madde monopolunu de alınca, her ikisinin de müstehliki olan bir milyardan fazla insanın, bu ikinci istismardan sonra büsbütün iktısadi fonksyonsuz kalacaklarını, anlaşılan hesap etmemişti. Kendi bünyesi haricinde kalmış memleketleri hem sanayi, hem toprak, hem de ham madde istihsali fonksyonlarından malırum ettiğine göre, kapitalist âlem ya istihsal mekanizmasının he- yeti umumiyesini kendi bünyesine göre daraltacak yahut o memleketleri alım kabiliyeti ile teçhiz edecek, yahut da gas- pettiği foksyonları onlara iade edecektir. Girmiş olduğu çıkmazın hem para, hem de istihsal bakımından verdiği sıkıntı o kadar büyüktür ki, ve öbür taraftan, körü- körüne, başıboş ve azgınca ekonomik fonksyonları cihan mik- yasında inhisar altına almak pervasızlığını göstermiş bir şuur- suzluk, kolay kolay yerini şuura terkedemiyeceğinden, davanın artık onun tarafından değil de, onun bu hareketinin reaksyan- larını teşkil eden iktısadi ve içtimai anasır tarafından halle- dilmesi çok daha muhtemeldir, çünkü çok daha tabiidir. Kapitalist âlem, vaktiyle ham madde ve zirai madde yetiştir- mek suretiyle üzerlerine tâbi de olsa iktisadi bir fonksyon almış olan memleketleri ( ki, biz de bunların arasında bulun- maktayız ) istihsal bakımından temamiyle fonksyonsuz bırak- mıştır ama, istihlâk bakımından onlara son derece muhtaç bulunmaktadır. Ve, anların istihlâk kabiliyetine müracaat et- tiği nisbette onları istihsal kabiliyeti ile yeni baştan teçhiz etmeye, yani, yukarda söylediğimiz gibi, kendi öz bünyesinde bir takım çözülmelere müsaade etmeye mecburdur. İşte istihlâklerine bugünkü Garb'ın herzamankinden fazla muhtaç bulunduğu memleketlere düşen milli vazife, kendilerini sistemli bir istismara tabi tutmuş olan kapitalist iktisat mekanizmasını bu sefer kendilerinin sistemli ve mukabil bir istismara mevzu tanımalarıdır. Yani, bu memleketlerin şöyle — düşünmeleri lâzımdır : 25