nin elinde İngilz sanayi İstihsalatının örtemiyecekleri geniş- likte bir müstemlekeler, yani hazır pazarlar demirbaşı mevcut olmasına mukabil, Almanya, müstemlekesizdi ve mallarını sürmek için, cihanın her noktasında ve rakabet esası üzerin- den sistemli bir mücadeleye girişmek, bunu emniyet altına almak için donanmasına kuvveti vermek, ayrıca da, Avrupa kıta- sında, kendine nefes pencereleri açmak iztırarında idi. Çünkü muttasıl artan nüfusunu, şuraya buraya ihraç, yani israf eylemek iztirarında kalmıştı. Almanların “Drang nach dem ÜÖsten,, yani, Sarka döğrü abanış ismini verdikleri bünyevi ihtiyaç, sırf bu sebepten doğmuş ve bu da "silâhlı sulh,, prensibini doğurmuştu. Yalmız Osmanlı İmparatorluğu'nun bulunduğu noktada, cn büyüklerini kaydetmek şartı ile, üç büyük devletin menfaatleri çarpışıyordu: Ziraat ve ham madde ihracatı için Akdeniz'e doğru menfez açmak istiyen Rusya; Hint denizine Bağdat hattı kanalından inmek istiyen Almanya; Hint yolunu tutmak mecburiyetinde bulunan İngiltere. Cihanın yalnız bu noktasında, bu kadar menfaat çarpışıyordu, Halbuki, her noktada, vaziyet bunun aynı idi. Yani, istihsal cihazlarının heyeti umumiyeleri ila pazarların heyeti umumiyeleri arasında, mikdar muvazenesinin mevcut olmasına mukabil, cihazlar ayrı ayrı ve pazarlar ayrı ayrı almınca, muvazene yoktu. Harbı, bu vaziyet doğurdu. Cihan harbı, hem istihsal merkezlerini, hem de pazarları fakir düşürdü. Yirmi milyondan fazla insanı öldürmek için, birikmiş birçok servetlerin israfına lüzum hasıl oldu. Buna mukabil, yenebilmek için manevi ve maddi kuvvet teksifi pronsibi, istihsal cihazı kadar fenni de zorlamış oldu ve ileri memleketler, harpten daha ziyade inkişaf etmiş bir malümal ve tecrübe ile çıktılar. Aynı zamanda, insanların hemen hep- sinde, istihlâka karışı hudutsuz bir hasret birikmişti. Binaen- aleyh, bütün ekonomi cihazının genişletilmesi için, hem fen hem de istihlâk ihtiyacı, müstesna denilebilecek bir imkânı işaret ediyorlardı. Buna, borçluların, borçlarını ödeme mecburiyetleri ve alacak- lıların da, sermayesiz borçlulara sermaye yetiştirerek iki taraflı bir kâr temin etmek ihtirasları inzımam etti. Bu, Gold Ex- change (altın esaslı para) nın yanında bir de Gold Standard Exchange (altin kıymetli dövizlere dayanan para) usulünün 21