teşekküldü ve başka türlü olmasına da imkân y aktu. Çünkü, Osmanlı İmparatorluğunun passif bünyesi, passif bir iktisat si- yasetini ve bu siyasetin taşıyıcısı olmak üzoere de, passif bir Ti- caret ve Ziraat Nezaretini zaruri kılıyordu. Halbuki Dumlupınar ve Lozan'da başlıyan yeni Türkiye Dev- leti müstemleke iktisadiyatından müatakil millet iktisadiyatına geçmek cehdinin timsalidir. Bu cehdin ifadesi ise, ancak aktif bir iktisat siyaseti olabilir. İşte İktisat Vekaletimizin bugüne kadar geçirdiği değişiklikler, onun bu zarurete uymak ihtiyacının insiyaki birer tezahürüdür. İktisat Vekâletimizin teşkilât bünyesi, umumi müdürlüklere dayanır. İktisat hayatının umumi mes'elelerinden başka bir davayı işti- gal çerçevesi içine almayan Jiberal bir iktisat siyaseti ifin, «umumi müdürlük teşkilâtı » biçilmiz kaftandır. Liberal iktisat siyaselinde gaye, serbest iktisat kuvvetlerinin Devletle olan karıumni münasebetlerini tanzimden ibarettir. Onun için böyle bir siyasetin organı olan, Meselâ bir Ticaret umum müdürlüğünün de vazifesi, ticarel ve sanayi odalarının, ticaret ve zahire borsalarının kanunt mevzuat dairesinde idare- sini temin etmek, anonim şirketlerin ve kooperatiflerin kanuni murakabesini yapmak, yeni kurulan iktisadi teşekküllerin mu- kavelename ve nizamnamelerini tetkik ve tasdik etmek, ticaret muahedelerinin tatbikine nezaret etmek v. s. gibi tamamile hukuki vec idari mahiyettedir. Ayni suretle Sanayi umum müdürlüğünün de başlıca vazifesi, Teşviki sanayi kanunundan isştifade eden müesseselere muafi- yet ruhaatnamesi vermek ve bunları tescil etmektenr ibarettir. Madenler umum müdürlüğü de sadece, imtiyaz mukavelena- melerini tasdik ve bunların tatbikini murakabe ile iştigal ede- gı—.lmı—.ktedîr. Bunlar, hiç şüphesiz ki, mühim islerdir; yapılması zaruri olan işlerdir. Fakat bütün işler yalnız bunlardan mı ibarettir? İşte burada, doğrudan doğruya takip olunan iktisat siyasetinin muahiyeti ile karşılaşmış bulunuyoruz. 4