SPOR Teşkilat Sporcu Paşa 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayram- larında Harb Okulu Alayının sportmen gençlerinin basında sert adımlarla geçen, gözlüklü ve kır saçlı hoca, hafta içinde telefonla Devlet Bakanlığına o çağırıldığı za- man hayli heyecanlandı. Devlet Ba- kanı tarafından istenen O hocaların hocası Hüsamettin Güreliden başkası değildi. Harb Okulundan binlerce sportmen genç subayı yetiştiren spor hocası Tuğgeneral Hüsamettin Gürelinin duyduğu tatlı heyecan son- suzdu. Kendisine yıllardır yaptığı hizmetlerinden sonra, bir yeni hiz- met daha teklif edileceğini sezinle- miş gibiydi. Fakat bu hizmetin ne olacağını o da önceden kestiremiyor- du. Hemen giyinerek Devlet Bakan- lığına gitti. Devlet Bakanı ile kısa süren konuşması sonunda, Tuğgene- ral Hüsamettin Güreli, kendisinden İstenen yeni memleket hizmetini öğ- renmişti. Birgün önce istifa eden Mehmet Arkanın yerine, Beden Ter- biyesi Genel Müdürlüğünü tedvire memur edilmişti ve vatana hizmet aşkı ile dolu bulunan Güreli, bu hiz- meti de severek yapacağını bildir- mişti. Altmış yaşında olan Hüsamettin Güreli, Soğukceşme ve Kulelide orta ve lise tahsillerini tamamladıktan sonra 1921 yılında Ankara Cebeci Talimgahından süvari asteğmeni olarak İstiklal savaşma katılmıştı. 1926 yılı sonunda Çapa Öğretmen Okulunda açılan ilk beden eğitimi kursuna bir süvari teğmeni olarak katılan Güreli Paşa, Harbiye ve Sü- vari Binicilik okullarını ikmal ettik- den sonra, Babaeski, Siverek ve Ka- gizmandaki süvari alaylarında hiz- met etmişti. Kıdemli üsteğmen iken 1931 yılında Almanya'ya spor tahsi- line giden Hüsamettin Güreli, Berlin Yüksek Beden Eğitimi okulunu ik- mal ederek ve yüzbaşı olarak 1934 yılında yurda donmuştu Yedi yıl Kuleli Askeri Lisesinde hizmetten sonra, 1941 yılında Harb Okuluna spor öğretmeni olarak tâyin edilen Güreli, aralıksız devam eden bir hiz- metten sonra 1956 yılında ilk Ordu Spor Okuluna müdür tâyin iş ve 1907 yılında da Tuğgeneralliğe terfi etmiştir. İlk gece maçı olarak, monte edilen be- heri ikişer bin vatlık reflektörle- rin aydınlattığı 19 Mayıs stadında AKİS, 23 HAZİRAN 1960 geçen hafta ilk gece maçı oynandı. Brezilya liginden America takımı ile Gençlerbirliği arasında hemen hemen gündüz gibi aydınlatılan 19 Mayıs stadında oynanan bu ilk gece maçı beklendiğinden daha büyük ilgi görmüş ve stadın tribünleri tama- men dolmuştu. O gün maçı seyre- denler stadın aydınlanması için söy- leyecek hiçbir şey bulamadılar. Ger- çekten stad tam manasiyle aydınla- tılmıştı. Öyleki, maçın oynandığı sa- hadan başka tribünler de adamakıllı ışıklıydı. Avrupa stadlarının karan- lık kalan tribünlerinin aksine, 19 Ma- yıs stadının tribünleri, saha kadar olmasa bile reflektörlerin bol ışığın- dan nasiplenmişdi. Bu ise seyirciyi adamakıllı rahatsız ediyordu. Avrupa stadlarında dört köşeye konan ve irticai görüş zaviyesinin üstüne çıkacak kadar yükseli tutu- lan dört ayaklı direkler üzerine tab- lo halinde yerleştirilen ışıklandırmaa tesisleri, demode oldu denmiş ve en son sistem iddiasıyle nedense bu şe- kil tercih ilmişdi. Fakat bu son sistem tesisin, seyircilerin gözlerini rahatsız edecek kadar aşırı modem oluşuna, maçı seyredenler tarafın- dan hemen ittifak halinde işaret edil-