Portre Menderesin Dramı On yıllık D.F. İktidarı boyunca bir adam, bütün fenalıkların altın- da kozası bulunduğu halde geniş bir müsamahadan ve kendisine açı- lan krediden faydalanmıştır. Müsa- maha herkesten çok basından gel- miş, krediye ise bizzat İsmet İnönü dahi iştirak etmiştir. Adam en son- da her türlü müsamahanın hududu- na aşmıs ve krediyi son meteliğine kadar harcamıştır. Bu adam, her- kesin görülmemiş zevkle dediği gi- bi "Sabık Başbakan" Adnan Men- derestir. Yokuştan aşağı bir kere yuvarlandıktan sonra kendisini toplamak için gerekil iradeye sahip bulunmaması Menderesi bir günah çığının çekirdeği olarak getirip Yas nadanın sıcaktan yanan sahillerine bırakmıştır. Sabık Başbakanın yüreğinin, hayatının hiç bir anında bu mem- | lekete hizmet ateşiyle yanmadığını söylemek haksızlıktır. Menderesin dramı hakiki kabiliyetlerinin üstün- de bir role çıkmış olması ve başa- rısızlıkların yükü altında ezilmiş bulunmasıdır. Talihsizliği ise bu ro- lü Bayar gibi bir rejisörün idaresi altında oynamaya mecbur kalma- sıdır. Türkiyede bir İnönü-Mende- res kombinezonunun mahut Bayar- Menderes kombinezonundan farklı neticeler vereceğini şu geçen son on yıl boyunca bir çok kimse düşün- müş ve bunda şüphesiz yanılmamış- tır. Genç politikacılar arasındaki rekabet oİnönüyü, İktidardayken Menderesin kabiliyetlerini sezmek- ten alakoymuş, buna makabil Ay- dın milletvekilini Bayar ele geçire- rek onda elbette doğuştan mevcut bütün kötü istidatları, zaafları, adi tarafları alabildiğine körüklemiş re bugünkü siyasi omevtayı meydana getirmiştir. Menderesin dramı, upuzun yıl- lar üçüncü sınıf bir politikacı ola- rak köşesinden memleketin siyasi hayatını seyrederken kendi kendi- sini yemesiyle başlar. Tek parti Menderesin politika tecrübesi bun- dan ibaret bulunduğa içindir ki -o- tuz yıllık milletvekilliği (o sırasında otuz kitap okumamış, bir tek ya- bancı gazeteyi devamlı şeklide ta- AKİS, 23 HAZİRAN 1960 kip etmemiş, Başbakan olmadan hudutlarımızın dışına çıkıp dünya görmemiş, bütün kültürü kulaktan dolma bilgiden ibaret kalmıştır- ik- tidara geldiğinde insanların, sade- ce alçaklıklarına dayanılarak nasıl memleket idare olunabileceği husu- sundaki ihtisasını tatbik mevkiine koymuştur "Hiç kimse uşağı için büyük adam değildir" derler ve bu ota doğrudur. Her büyük adamın mut- laka bir aksak yanı bulunduğundan ve inaklar ömürlerinin yirmi dört saatinde efendilerinin dizi dibinde oldukları için kimsenin görmediği A. Menderes Kurnazlık sökmedi bu yanı gördüklerinden kendi dar, basit mantıkları içinde onları kü- çümserler. Menderes böyle bir ruh haleliyle evvelâ Atatürkü, sonra İnönüyü seyretmiş, yapılanları do- ğil de yapılmayanları kaale aldığı için "Ah, bu kudret bende bulun- saydı şu canım vatanı mamureye çevirir, onu saadete garkeder, bü- tün aksaklıkları düzelterek Türki- yeyi cennet haline getirirdim" de- miştir. Menderesin bu arzusunda samimi olduğundan şüphe için hiç bir sebep yoktur. Devlet idaresini çocuk oyuncağı kadar basit bir iş anan sabık Başbakan Hızırın so0- pası omuzuna değmişçesine bir gün kendisini o hayal ettiği kudret mev- kiinde bulunca en iyi niyetlerle kol- larım sıvamış, içinde bir (OHerkül kuvveti hissettiğinden dağları devir- meye kalkışmıştır. Halbuki devlet idaresinde karşısına çıkan ilk müş- kül bu zeki adama dağ değil, çam devirmekte olduğuna hissettirmişti. İşte o günden itibaren Menderes, üstünde Sayarın, yanında meşhur "Etraf" m telkiniyle başarısızlığı- nın sebebini kendi şahsi kifayetsiz- liğinde değil, rejimin tabiatında a- rama yolunu tutmuş ve yal so- nunda dünyanın en mülevv gü- nahlarıyla yüklü halde felaketiyle burunburuna gelmiştir. Bir taraf- tan Bayar, bir taraftan «Etraf» Bk başarısızlıklardan bu yana sabık Başbakana otoriter bir idarenin fa- ziletlerini terennüm etmiş, Atatürkün de, İnönünün de ne yap- tılarsa hep o idare sayesinde yap- tıklarını anlatmışlardır. Zaten ba- sit kültürü, zayıf karakteri kendi- sini o yana ittiğinden Menderes kı- na zamanda "memleketin saadeti" parolasını platonik bir parola hali- ne getirmiş ve keyfi idarelerin en adisini kurmuştur. Gene basit kül- türü ve zayıf karakteri dolayısıyla - dır ki sabık Başbakan hususi haya- tım devletin bir parçası haline ge- tirmiş, şahsına ait bir takım dedi- koduların asılsızlığını ispat gayre- tiyle bırakınız bir Başbakanı, ' en süfli bir evli erkeğin tenezzül etine diği tarzda gürültülü, alayişli çap- kınlık hikâyelerinin yayılması için elinden geleni yapmıştır Bugün, her şeye rağmen Men- derese karşı yüreklerde Bayara da, sabık Başbakanın suç ortaklarına karşı da duyulmayan bir acuna his- sinin yer alması onun böyle bir dra- mın kurbanı dolayısıyladır. başka rejimlerde birer sınıfın ötesi- ne yükselemezlerdi Menderes, de- ğişik şartlar altında, ömrü boyunca içinde çarpışan insani taraflarıyla hayvan! taraflarından birinciyi ga- lebeye ulaştırabilirdi. Şimdi ikinci- nin zaferi kazanması neticeni dün- yanın en tehlikeli mahlüğu hafine gelmiş Menderes kaderin alnına yazdığı yazının icabına sonuna ka- dar katlanacaktır.