RADYO Ankara Hürriyete doğru 27 va İnkılâbı ile hürriyet kaza- müesseselerimizin başında Me geldiği muhakkaktır. İnkı- lâptan daha bir gün önce, tek taraf tutan radyolarımızda Menderesin nu- tukları yayınlanmakta, Menderesin propagandası yapılmaktaydı. 27 Ma- yıs Cuma sabahı Türk Ordusu duru- ma hakim olunca konuşma, haber al- ma ve yayma hürriyetlerini çiğneye- rek çalışmak zorunda bırakılan rad- yolarımız en sağlam prensiplerle, ye- ni baştan işe koyulmak fırsatını ka- -andılar. 27 Mayıs'tan önce radyolarımızın çalışma sistemi siyasi bakımdan ne gibi bir durumdaydı? Halkın zevki- ni, ilgisini, nüfuzunu ve değerini hiçe sayan siyasi konuşmalar nasıl hazır- lanıyor, radyoculuk prensipleri nasıl çiğnenerek bu konuşmalar mikrofo- na çıkıyordu? Bu suallere cevap ver- mek için yalnız Ankara Radyosunda oynanan komedinin son yedi sekiz ay içinde cereyan etmiş olan perdesine bir göz atmak kâfi gelecektir. Bir dokun bin ah dinle Ankara (Radyosunda, radyoculuk prensiplerinin bozulması ve eski hükümet tarafından radyoların yal- olarak Radyo Ga- ile başlıyordu. ilk zamanlar merakla takibedilen, yıllar geçtikce ağız değiştirerek en sonunda küfür- baz bir kalemle kâğıda dökülen bu "sesli gazete" Türk Radyoculuğunun yüz karası olmuştu. Son aylar için- de "Radyo Gazetesi" okunurken rad- yo idarecilerinin tesadüfen telefon yanında bulunmaları büyük bir ta- lihsizlik sayılırdı. Çünkü "Radyo Ga- zetesinin başlamasıyla en tabii hak- kına güvenerek protesto etmek için telefona sarılan dinleyicilere bu ko- nuşmanın iç siyaseti ilgilendiren kıs- mının radyoda değil, Başbakanlıkta hazırlandığım, sarı bir zarf içinde ya- yın saatinden 15 dakika önce radyo- evine eski türkçe ile yazılmış olarak gönderildiğini, metinde yazılı bulu- nanların radyo idarecileri tarafından bile, ancak mikrofonda (okunurken öğrenildiğini açıklamak hem komik, hem de imkânsızdı. "Radyo Gazete- sinin bazen spiker değiştirdiği de olurdu. Muhalefet partisine veya li- derine çatmak gayesiyle yazılmış ko- nuşmaları büyük bir zevkle hazırla- yan Burhan Belge sanki radyo kendi malı imiş, radyo dalgalarına o hük- mediyormuş gibi elini kolunu salla- yarak, üzerinde sarı demirden süsle- ri bulunan ve sahibine tam bir gesta- po görüşünü kazandıran yağmurlu- ğunu giymiş olarak pür azamet kal- kar gelir ve "Radyo Gazetesi"'ni okur- du. Okurdu ama "canlı" mikrofona değil, ancak banda okuyabilir, sonra da dikkatle dinler, son derece sert e- mirlerle radyoevinin teknisyenlerine direktifler vererek konuşmasındaki kusurları düzelttirirdi. "Radyo Gaze- tesinin mikrofonuna sahip olan bu zat niçin kalkıp tâ Radyoevine kadar gelirdi? Öyle ya radyo tekniği, ses alma usulleri son yıllar içinde son de- rece gelişmişti. O halde niçin bir ses alma ekibi Başbakanlığa gönderilmez de Burhan Belgenin sesi rahatça otur 27 Mayıstan sonra Radyoevi Artık D.P. borazanı değil AKİS, 23 HAZİRAN 1960 duğu koltuğunda banda alınmışdı? Niçin hu muhterem zat, ta Radyoevi- ne kadar gelmek mecburiyetinde ka- lırdı ! Bunun elbette bir sebebi vardı Hem de çok büyük bir sebepti bu. Ge- çen yazın sonlarına doğru Radyoevin- den bir ses alma ekibi Başbakanlığa "Radyo Gazetesi"ni banda almaya gitmişti. Herşey yolunda cereyan et- miş, ses alınmış ve son derece "tesir- li" bir "Radyo Gazetesi" hazırlanmış- tı. Fakat Radyoevine dönülüp Başba- kanlıkta üstüne ses alman bant dinle- nildiği zaman korkunç bir hakikatle karşılaşılmıştı. Başbakanlığın yakı- nındaki bir telsizin sesi "Radyo Ga- zetesi" yazarının sesi ile birlikte du- yuluyor ve tabii "Radyo Gazetesi'nin tesiri sıfıra iniyordu. Elde olmayan sebeplerden ötürü meydana gelen bu dunum kendisine anlatılıp ta, yeniden ses almanın zaruri olduğu açıklandı- ğı zaman dehşetengiz başyazarın ağ- zı köpürerek söylediği ilk söz şu ol- muştu: "Sabotaj!" O günlerden düştükleri güne kadar bütün sa- lak devlet adamları korkularından ve tedirgin tabiatlı oluşlarından ötürü daima bu ihtimal üstünde durmuşlar, yalnız radyoda değil, her yerde yapı- lan hataları "sabotaj" diye vasıflan- dırmışlardı. O gün de, ses alınırken Başbakan- lıkta işlenen "suç"un sebebi ancak bir iki mühendis tarafından Burhan Belgeye izah edilebilmiş ve sesi alan Ankara Radyosu teknisyeni de bu şekilde başının üstünde dolaşan belâ- dan güç halle kurtulmuştu Son- ra da "Radyo Gazetesinin dehşeten- giz yazarının Ankara Radyosuna se- ferleri başlamıştı. O zamanlarda ba- zı muhalif gazetelerin yazdığı gibi Burhan Belge yayın saatinden beş on dakika önce değil, bir iki saat ön- ce Ankara Radyosuna geliyor, derhal kendisine ayrılan stüdyoyu işgal edi- yor ve stüdyo kıtlığı ile kıvranan An- kara Radyosunun çalışmasını aksat- tığı gibi süresi yalnız 15 dakika olan "Radyo Gazetesi"ni - o kuvvetli ka- laminden ötürü olsa gerek - istediği süreye çıkartabiliyor ve pek tabii di- ger programların da altüst olmasına sebebiyet veriyordu. Aynı duruma Ahmet Salih Korur ve "Fikir Bahçe- si" konuşmalarım yapan Celal Yar- dımcı da sebebiyet verirdi. Geçen kışın ortalarına doğru "Radyo Gazetesi"nin hücumları ve dili biraz hafiflemiş, 15 dakikayı güç doldurur bir hale gelmişti. Buna mu- kabil de Haber Bültenleri bir saatin üstüne çıkmıştı. Meclisde yapılan büt- çe müzakerelerindeki nutuklar oldu- ğu gibi Haber Bültenlerinde yer alı- yor, saat 19 ile 20 arasındaki bütün programlar da bu sebeple kaldırılıyor du. Sık sık nutukların hışmına uğra- yan programlar arasında Türk Müzi- ği saatleri ve bilhassa "Radyo Kitap-' 25