23 Haziran 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 19

23 Haziran 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Diyorki... larken dikkat etmelidirler. Biz bugün varız, yarın yo- k “Biz saçımızı değirmende ağartmadık. Bu vatanın içinde millet yolunda ağarttık. Kocam kurtulacak ve selâmetle çıkacaktır. Cumhurbaşkanı olmasın, üzül- mem. Allah sıhhat ve afiyet versin, şeref ve haysiyeti kurtulsun, başka birşey istemem." Nilüfer Gürsoy diyor ki : "Memleketin ilerisini ben şahsen çok karanlık gö- rüyorum. Birdenbire alt basamaktan üst basamağa çı- kılamaz. Bir hareketi başlatmak kolay, fakat durdur- mak zordur. İhtilâl, bir itiyâd haline gelirse ne olur? Değerlerin değişik terazilere vurulduğu günleri yaşı- yoruz. “Dil Ve Tarih - Coğrafya Fakültesinde son olarak talebelerimle birlikte Sokratın Müdafaasını Yunanca as- lından okuyorduk. Ama karışıklıklar patlak verince ya- rıda kaldı. Sokratın Müdafaasını herkesin okuması lâ- zumdır. Ama, bilmem gençliğin kaçta kaçı bunu yap- mıştır veya bu ruha sahiptir. "“Tutunabileceğimiz en büyük değer, kanunlardır. Gençlere evvelâ kanunlara saygı fikrini aşılamak lâ- zımdır. Şimdi en çok kanunlara güveniyoruz. Herkese kanunlara saygı fikrini aşılıyabilsek, o zaman herhalde doğru yolda olabiliriz. "Babamm sahip olduğu ileri sürülen 103 milyon lira nerede acaba? Bulsunlar, çıkarsınlar, seve seve Hazi- neye bağışlarız. Bir nevi mal beyanına tâbi tutuluyoruz. Varımız yoğumuz meydana çıkacak. Biz hesabımızı ve- receğiz. Halen başkalarının hatâları için bir defter açıl- mış bulunuyor. Nilüfer Gürsoy "Bütün aktiflerimize, menkul ve gayri menkul mal- larımıza el konmuş olmasına rağmen herhangi bir mali sıkıntı çekmiyoruz. o Alyanslarımızdan maada bütün ziynet eşyalarımız da alındı. En fenası, babamın hatı- ratına da el kondu. İnkılâp Tarihine aid birinci cildi ta- mamlanmıştı. İkinci cildin de müsveddelerine başlamış- tı. Bizim için en kıymetli olan, babamın hatıratıdır. "Çankaya Köşkünde sözüm ona tertiplendiği riva- yet edilen işret alemleri hep yalanlardan ibarettir. Res- mi yemek davetleri ve resepsiyonları müteakip Konser- vatuardan Çankaya Köşküne bir, iki sanatkâr gelirdi. Piyasa artistleri hiç çağrılmadı. Sevim Çağlayanın. Çankaya Köşküne ayak bastığım hiç zannetmiyorum. Bir, iki defa Yurttan Sesler Korosu davet edilmiş ola- bilir. Babam alaturkayı tercih etmesine rağmen, resmi yemek davetleri ve resepsiyonları müteakip dalma Ba- tı musikisi sanatkârları çağırırdı. “Babamın 28 Mayıs sabahı Çankayadan alınışı sı- rasında tavrı hareketim değişik şekillerde naklonuldu. Bakın size doğrusunu anlatayım: Çankaya Köşkünden birisi durumdan beni haberdar etti. Kalktım, aşağı in- dim. Bizden önce vaziyeti öğrenen Berrin Menderes ile oğlu Aydın da Çankaya Köşküne gelmişlerdi. Merdi- vende onlarla karşılaştım. İkinci katta bulunan anne- min yanma gittiler. Aşağı indiğim zaman, holde baba- mın etrafını sarmışlar, götürüyorlardı. 20 kişi kadar varlardı. Aralarına katılmak istedim, mâni oldular. Bu subay sert bir hareketle kolumdan tutarak beni dışarı çekti. Müteakiben Muhafız Alayından bir Ciğer subay gelerek beni teskin etti ve yukarı gönderdi. Ne babamı görebildim, ne de herhangi bir kimseyle konuştum. An- şey yalandır. latılan başka her çocuklarıyla birlikte Babaların günahı AKİS, 23 HAZİRAN 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: