İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Maliye Işinin ehli bir bakan haftanın sonunda bir gece radyolarını açan vatandaşlar, a- ğırbaşlı bir sesin kendilerine hi- tap ettiğini duydular. Bu ses, Maliye Bakanı olarak Türk iktisadi hayatı- nın gidişinden sorumlu olan -dünya- nın bütün memleketlerinde iktisadi işlerin bas düzenleyicisi Maliye Ba- kanlığıdır- Ekrem Alicanın sesi idi. 1957 bütçesinin meşhur Hür. P.li sözcüsü acele etmemişti. Bakanlığa geleli tam 21 gün olduğu halde an- cak simdi konuşuyordu. Ekrem Ali- can, Türk maliyesinin ve iktisadiya- tının durumunu daha önceden bilmi- yor muydu, daha evvel konuşamaz dı? Alican, Maliye Bakanlığı müfettişliğinden ayrıldığından o beri, maliye camiasıyla ve iktisadi işlerle ilgisini kesmiş değildi. En fazla hoş- landığı entellektüel faaliyet -bu Oo- nun için artık bir nevi oyun haline incelemek, Dev- bankaların, devlet dış ticaret ve tediye muvazenesinin ve yatırımların duru- munu rakamlara dayanarak tahlil etmek ve ilerisi için görüşlerini tes- bit etmekti Alican, elbette daha 28 Mayıs akşamı radyonun basma ge- çip sabık ve sakıt iktidarın Türk ik- tisadiyatını ne hâle* soktuğunu Türk vatandaşlarına anlatabilir, (İnkılâp Hükümetinin iktisadi ve mali poli- tikasının anahatlarını izah edebilir- di. Alican bunu yapmadı. Çünkü o, herşeyden önce ciddi bir adamdı. Ba- kan olur olmaz alelacele konuşmak onun mizacına uygun değildi. Maliye Bakanlığının pırlanta gibi memurla- rım karşısına aldı. Tam 21 gün sü- ren hummalı bir çalışma neticesinde Türk maliyesinin ve iktisadiyatının en ince noktalarına kadar inerek herşeyi, istisnasız herşeyi öğrendi ve ancak ondan sonra, oturdu, o her zamanki sakin edasıyla, gürültüsüz patırtısız, o tafrafuruşluktan uzak, övünmeyle kendisini ortaya atmak arzusuyla ilgisi olmayan, Türk ikti- sadiyatım idare ediyormuş gibi bir intiba vermemeğe çalışarak, bir ko- nuşma hazırladı. Acı gerçekler tablosu Alicanın konuşması bir rakam meş- heri halindeydi. Fakat, sabık ve sakıt Başbakanın delişmen nutukla- rındaki ne idüğü belirsiz rakam ka- labalığının yanında, Alicanın rakam- ları derli Otopluluk ve açıklık bakı- mından Descartes'a taş çıkartacak kadar yerli yerindeydi. Alican bu rakamlarla maliyemizin vs iktisa- AKİS, 23 HAZİRAN 1960 Ekrem Alican Sakin adam... diyatımızın can alıcı bir tablosuna çiziyordu. " Alican tahlillerine Devlet bütçe- siyle başladı. 1960 yılı bütçesinin, şu meşhur "10. denk bütçe"nin denklikle hiç bir ilgisi olmadığım birkaç ka- lem darbesiyle ortaya koydu, ilk iş olarak, şimdiye kadar yapılan tahsi- lat rakamlarına dayanarak 1960/61 mali yılı içindeki tahsilat tahminle- rini tekrar gözden geçirttirmişti. Bu hesaplara göre, 7.281 milyon lira o- larak tahmin edilen tahsilat, haki- katte 8.800 milyon lirayı aşmaya- caktı. Yani bütçede en aşağı 481 mil- yon liralık bir açık vardı. Bu suretle muhalefetin vaktiyle Bay Polatkana karşı ileri sürmüş olduğu iddiaların doğruluğu en yetkili bir ağızdan te- yit edilmiş oluyordu. Böylece, enf- lâsyonu teşvik politikasından 180 derecelik bir dönüşle 4 Ağustos 1958 de bir istikrar politikası takibine mecbur kalanların hakikatte iktisa- di istikrarı temin gayesinde bile sa- mimi olmadıkları, oy avcılığım istik- rar politikasına tercih ettikleri açık- ça anlaşılmıştı. Ekrem Alican, bu du- rum karşısında, bütçede 500 milyon liralık bir tasarruf yapılması gerek- tiğine karar verdi. Bu tasarruf, lü- zumlu yatırım masraflarına el atıl- madan yapılacağı için, yeni vergiler ihdas edilmesi cihetine gidilmeye- cekti. Alican, yapılacak tasarrufla- rn yatırım faaliyetini aksatmaması gerektiğini söylerken, sırf mali siya- set vasıtalarıyla tatbik edilen iktisa- di istikrar programının memlekette, bilhassa mensucat, kauçuk ve inşa- at gibi sahalarda bir işsizlik ve dur- gunluk yarattığın bilerek konuşu- yor olmalıydı. Gerçekten, sabık ve sakıt iktidarın iktisadi ve malt mira- sını tasfiye ederken yapılacak ame- liyelerin deflasyoncu, duraklatıcı te- sirler yaratmamasını sağlamak za- ruriydi. Bütün vatandaşlar, yeni İn- kılâp Hükümetinin iktisadi ve mali siyasetine güvenle bakıyorlardı. Çok az memlekette rastlanabilecek bir fedakârlık ateşi bütün yurdu sar- mıştı. Her tarafta Türk vatandan tam bir toplum şuuru içinde ziynet eşyalarım ve nişan yüzüklerini Hazi- neye hibe ediyordu. Bir aralık mali- yeciler, hibe edilen altın ziynet eşya- arıyla nişan yüzüklerinin yerine pi- yasadan yenilerinin alınması halinde altın fiyatlarında artış olmasından korktular. Hazine Umum Müdürü radyoda bir konuşma yaparak hal- kımızdan altın piyasasını oyükselte- cek hareketlerden sakınmalarım is- tedi, İktisadi ve mali konularda halk- tan radyoyla bir ricada bulunulma- Devlete karşı iktisadi kadar artmış olduğunu göstermeğe kâfi idi. Nitekim, bu güven sayesin- dedir ki geçen hafta Devlet Başkam ve Başbakan Orgeneral Cemal Gür- sel, Alicanın teklifi üzerine bir Hür- riyet istikrazının çıkarılacağını bil- dirdi. Bu milli fedakârlık havan için- de Hürriyet İstikrazının büyük bir başarı ile kapanacağından zerre ka- dar şüphe yoktu. Öte yandan, birçok esnaf ve tüccar, basta berberler vs şoförler olmak üzere, fiyatları indir- me kampanyasına girişmişlerdi. Bu büyük güven havası tesirini a gösterdi ve güvenmenin belli bas make bi rafları azaltm siyaseti, işsizliği daha da arttırabilir, bütün memleketi sa- ran bu güven ve fedakarlık havasım zedeleyebilirdi. İşte Alican yatı- rımlara ihtimam gösterileceğini söy- lemesi bu sebebtendi Borç, borç, borç... Maliye Bakanı, daha sonra, amme borçlarının tahliline geçti. Alica- nın verdiği rakamlar hakikaten deh- şet vericiydi. Devlet bütçesinde ve ik- tisadi devlet teşekküllerinde borç ye- künu tam 9.123.062.707 lira idi Bu- nun 4.755.513.803 lirası primli kur- larla ifade edilen dış borçlar, geri kalan 4.367.548.904 lirası ise iç borç- lar idi. Umumi muvazeneden olan borçlar 4.300.548.134 lira, iktisadi devlet teşekkülleriyle katma bütçeli