23 Haziran 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

23 Haziran 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER şefaaat mektuplarını en bol miktarda alan Milli Birlik Komitesi üyeleriy- le Bakanların okulaklarım son za- manlarda en ziyade dolduran kelime- ler oldu. Körle yatan şaşı kalkar Yassıada sakinlerinin bazı arkadaş- ları ise, geçen haftanın sonunda İstanbulda bu meşhur zevatla bir- likte geçirdikleri eğlenceli demlerin hikâyesini tatlı tatlı anlatıyorlardı. Ancak bu hikâyeler eşe dosta değil, resmi makamlara anlatılıyordu ve sabıkların dosyasına giriyordu. Ha- kikaten, Sevini oÇağlayanın yaptığı açıklamadan sonra İstanbul ve An- karada sabıkların o hayatlarım tah- kikle vazifeliler bir maden O keşfet- miş olduklarım farkettiler. Çankaya- da, Şale Köşkünde, Arap sarayla- rında, Floryada yapılan âlemler bun- lara katılanlar tarafından pek âlâ teferruatlı (o şekilde (o açıklanabilirdi. Nitekim geçen haftanın sonunda İs- tanbulun eğlence âlemlerinin tanın- mış bazı simaları Vilâyetteki heye- tin huzuruna veya Emniyet Müdür- lüğüne celbedilerek ifadeleri alındı. Bunlar sabıklar tarafından kendile- rini eğlendirmek Oomaksadıyla ikide bir huzura celbedilen şarkıcılar, dan- sözler, çalgıcılardı. e Bazılarının an- lattıkları zabıt tutanları dahi kah- kahadan kırıp geçti. Hele meşhur Gönül Yazar öylesine eğlenceli Ki sahibiydi ki ve bunları o kadar "a- çık kalb" ile naklediyordu ki gül memek imkânsızdı. Herkesin biriyle (o macerası olur ya.. Anlattığına göre Gönül Yaza- rın macerası İki kişiyleydi. Bunların birincisi D.P. iktidarının bir meşhur Maliye Bakanı, diğeri daha az meş- hur bir Çalışma Bakanıdır. Çapkın- lık arkadaşı Bakanlar aşrısın şarkı- cıyı Ankara Palasta görmüşler, vus- latına arma merakına düşmüşlerdi. Bu yüzden Gönül Yanara isim ver- meksizin bir takım hediyeler, çiçek- ler göndermeye başlamışlardı. Hikâ- yenin bundan sonrası, "Sarışın Bom- ba"nın ağzından şudur: — Hediyelerden sonra bir gece Ankara Palasta, ecnebi sanatkârlar- la eğleniyordum. Masamız kalabalık- tı. Baktım, iki kişi mütemadiyen be- ni sarhoş etmeye çalışıyor. Hakika- ten muvaffak da oldular. Başım e- peyce tuttu. Saat üçe gelmişti ki bi- im çifte akanlar sökün ettiler. Pavyon zaten tenhaydı. Onlar gelin- ce, o tenhalık da bir kaş göz işaretiy- le kayboluverdi. Garsonlar bile orta- dan silindiler. İkisi da yanıma geldi- ler ve komplimanlara başladılar. Me- ğer hediyeleri ve çiçekleri gönderen- ler anlarmış. Anlaşılan bunların kar: 16 şılığını almak istiyorlardı. Talihsiz- lige bakın ki, ikisi de tipim değildi. Maliye Bakanı ne kadar döviz ister- sem vereceğini bildirdi. türlü sırnaşıyordu. m ama dedim ya adamakıllı sar- hoştu den paviyondan on- larla birlikte çıktığımı hatırlıyorum. m gün gözlerimi açtığımda saat 1 idi. Bir kocaman yataktaydım ve Allal sizi inandırsın çırılçıplaktım!" Gönül Yazar -ifadesine göre- sa- bıklardan çok çekmiştir. Bu yüz- den, Allanın bugünleri ogösterdiğin- den dolayı pek bahtiyardır. İlerde mahkemeye çağırılırsa bu ifadesini ve bütün bildiklerini orada da tekrar Gönül Yazar Bir gecelik macera edecektir. Girişilen basit tahkikat daha baş- ka eğlenceli hakikatlerin de ortaya çıkmasını sağladı. İfadelerine başvu- rulanların bir kısmı cümbüş merak- lısı bir başka kodamanın Refik Ko- raltan olduğunu söylediler ve onun âlemlerinin en ziyade Mithat Dülge- nin Kalenderdeki köşkünde yapıldı- gını bildirdiler. Sanatkâr teminiyle vazifeli zat ise Emniyet Müdür Mua- vini Ferit Sözendi. O kadar ki bazı akşamlar turistik pavyonlardaki ec- nebi kadınlar polis soruyla arabala- ra bindirilmiş ve Kalenderdeki köşke atılmışta. Orada Refik Koraltan, Mithat Dülge ve cümbüş merakım diğer davetliler bu kadınlarla oya- lanmışlar, onları inceden inceye tet- kik etmişlerdi! o Anlatıldığına göre Koraltan bilhassa Cumhurbaşkanı vekilliği yaptığı Birada bu âlemlerin dana dört başı mamur olmasını is- tiyor ve Dülgeye gerekli emirleri ve- riyordu. İfadeler, Ziraat Bakasının haşmetli Umum Müdürünün, kudre- tini hangi meziyetleri dolayısıyla sağladığım açıkça ortaya koydu. Tabii, eğlence alemlerinin gülle- rinin bir zamanlar devletin veya hü- kümetin en yüksek mevkilerini işgal etmiş zevat hakkında verdikleri alaka uyandırıcı bilgi garip kaçtı. Ama, o mevkileri işgal edenlerin ya- rı ömrü eğlence alemlerinin gülleriy- le geçmişti, onlarla düşüp kalkmış- lardı. Onların hikâyesini de elbette ki başkaları anlatacak değillerdi. Ni- tekim, İhtilâlden sonra sabık büyük- lerin makam odalarına yerleşenler masaların gözünde, dolaplarda sade- ce müstehcen resimler, prezervatif- ler, tanınmış kadınlardan gelen aşk mektupları ve açık kitaplar bulmuş- lardı. Aşk mektubu meraklılarının arasında bizzat Adnan Menderes de vardı ve böyle mektuplardan bir kıs- mının altında Menderesin ideal ar- kadaşı Bakanlardan bazılarının sa- yın eşlerinin oimzası bulunuyordu. Başbakanlıkta arama yapıldığında bunlar bir çuvala konularak Tahki- kat Komisyonuna havale edilmişti. Duruşmalar başladığında Allah ke- limesini ağzından düşürmeyen, din- darlık taslayan, siyasi (o rakiplerini dinsizlikle suçlandıran, hattâ evliya- lığa özenen bu zevatın hususi hayat- ları da bütün iğrençliğiyle ortaya çı- kacak ve makam odalarında ele ge- en "âlet ve vesikalar" gözler önüne serilecektir. Bunların içinde meşhur Ahmet Salih Korura ait olanlar müs- tesna bir yer işgal edecektir. Bu haftanın basında sabıkların duruşmalarının bir an oevwvel başla- masının heyecanla beklenmesinin bir sebebi de iste buydu. Kilitli kapıların arkası Geçen haftanın sonlarında bir gül Ankarada, Rüzgârlı Sokaktaki meşhur ve muazzam "Sarı Bina"ya sağa düşen kapıdan girmek isteyen- ler kırmızı bir balmumuyla karşılaş- tılar. Binanın üzerinde hemen hemen adam boyunda harflerle Zafer yazı- yordu. Aslında binanın karşı karşıya iki kapısı vardı ve Zafer gazetesine, soldaki kapıdan giriliyordu. Sağdaki kapı I Merkezine çıkıyordu ve mühürlenmiş olan orasıydı. Parti- AKİS, 23 HAZİRAN 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: