Sanıkların Muhakemesi Geçici Anayasanın ilanından beri halk efkârını bilhas- sa yakından ilgilendiren husus, sakıt ve sabık ikti- dar mensuplarının nasıl, ne zaman ve nerede muhake- me edilecekleridir. Geçici Anayasa ilân edilmeden imce bu sanıkların ne seklide muhakeme edileceği bir hukuki tecessüs olmaktan ileri gidemezken, bu gün artık ku- rulacak tarafsız mahkemenin sekli belli olduktan son- ra umumi efkâr, sanıklara isnat edilen suçların çeşitli- liği ve çoklusu ile ilgilenmeye başlamış bulunmaktadır. Gazetelere enseden ve müsbet delillere isnat eder görü- nen iddia, itham ve ihbarlar yapılmaktadır. Şüphesiz, Geçici Anayasa ile kurulacak elan Yüksek Soruşturma Kurulu ve Divan Savcılığı bunları da nazarı itibare ala- caktır. Bununla beraber basına da burada düşen çok büyük bir mesuliyet vardır. Elinde kati delil ve vesika olmadan gelişi güzel yapılacak ithamlar ileride subut derecesine varmayacak olursa, bundan hem basma olan güven sarsılacak ve hem de adalet güneşi bulutlanmış olacaktır. Bu konularda titizlikle, dikkatle ve itina ile hareket etmek vatandaş olarak hepimize düsen ehem- miyetli vazifelerden biridir. Bu noktaya böylece işaret ettikden sonra, Geçici Anayasamızın sakıt ve sabık iktidar mensuplarının mu- hakemeleri için vaz etmiş olduğu esasların tetkikine geçebiliriz. Geçici Anayasa, 5. maddesinde yargı hakkının ta- rafsız ve bağımsız mahkemelerce kanun sınırları içinde millet adına kullanılacağım sarih bir şeklide belirttik- ten sonra 0. maddesinde sakıt Cumhurbaşkanı ile Baş- bakan ve Bakanları, eski iktidar milletvekillerini, bun- ların saçlarına iştirak edenleri yargılamak üzere bir Yüksek Adaleli Divanının kurulacağını hükme bağla- maktadır, 6. maddenin bu ilk fıkrası, suçluların kimler oldu- ğunu tesbit etmek bakımından mühimdir. Madde, sakıt Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar ve İktidar mensu- bu milletvekilleriyle birlikte "bunların suçlarına işti- rak edenler"in de muhakeme edileceğini bildirmek su- retiyle, bu sıfatları haiz olmamakla beraber, gerek De- mokrat Parti teşkilâtında vazife almış ve bu fiillere iş- tirak etmiş olanların ve bunları matbuatta desteklemiş bulunanların da muhakeme edileceğini tesbit etmesi ba- kımından ehemmiyetlidir. Tesbit edilecek muhakeme usulü, hiç şüphesiz ki T. Ceza Kanunundaki iştirake müteâllik hususları mahfuz tutacaktır. Geçici Anayasa sanıkların muhakemesi için iki ye- ni müessese kurmaktadır. Bunlardan birincisi Yüksek Adalet Divanı, ikincisi de Yüksek Soruşturma Kurulu- dur. Yüksek Adalet Divanı adli, idari ve askeri kazaya mensup hâkimler arasından Bakanlar Kurulunun tekli- fi üzerine Milli Birlik Komitesince seçilecek sekiz asil ve altı yedek üyeden kurulacaktır. Burada üzerinde dur- mak istediğimiz iki nokta vardır. Bunlardan birincisi, yedek üyeler meselesidir. Dr. Cemal AYGEN Yedek üyeler, asil üyelerden her hangi birinin her hangi bir sebeble vazifesini yapamaması halinde onun yerini alacaklar. Vaziyet bu şekilde düşünüleceğine gö- re, muhakeme safahatını takip edebilmek ve hâdiselere muttali olabilmek için bu yedek üyelerin de muhakeme safahatım yakından takip edebilmeleri lâzımdır ki, bu durumun yakında tesbit edilecek olan muhakeme usulü ile temin edilmesi iktiza eder. İkinci nokta, 6. maddenin ikinci cümlesindeki bir tâbirdir. Kurulacak Yüksek Adalet Divanına "...adli, idari ve askeri kazaya mensup..." hâkimler seçilecek- tir. "İdari kazaya mensup hâkimler" tâbiri sarihtir ve bundan Devlet Şürası başkan ve azaları kasdedilmek- tedir. Fakat "adli ve askeri karaya mensup" hâkimler tâbiri aynı sarahati taşımamaktadır. Zira bu tâbirin içerisine hem her iki kazan m en yüksek mevkiini işgal eden Temyiz ve Askeri Temyiz Mahkemesi hâkimleri ve hem de bu iki kazanın her hangi bir kademesine mensup hâkimler girmektedir. Demek oluyor ki Yüksek Adalet Divanına, meselâ genç bir Sulh Mahkemesi ha- kimi veya bir Alay mahkemesinin adli subayı olan bir genç teğmen de alınabilecektir. Geçici Anayasanın 6. maddesinin ikinci fıkrasının bu şekilde tefsiri akla uy- gun gelmekte ise de gerek adli ve gerek askeri kaza neftilerinden kanunu yazanların kasdettikleri Temyiz ve Askeri Temyiz mahkemelerine mensup, yüksek de- receli hâkimlerdir kanaatındayız. Geçici Anayasanın anlat ve sabık iktidar mensup- larını muhakeme etmek için kurduğu ikinci heyet Yük- sek Soruşturma Kuruludur. Bu kurulun esas görevi, sakıt ve sabık iktidar mensupları hakkında ilk tahki- katı yaparak, haklarında son tahkikatın açılıp açılma- masına karar vermektir. Diğer bir tâbir ile, kendileri- nin Yüksek Adalet Divanına sevk edilmelerine lüzum olup olmadığım tesbit etmektir. Bu heyet de Bakanlar Kurulunun teklifi üzerine Milli Birlik Komitesince se- çilecek otuz üyeden meydana gelmektedir. Yüksek A- dalet Divanında iddia makamını teşkil edecek olan Baş- savcı ve beş yardımcısı da bu heyet arasından seçile- cektir. Sanıkların muhakemesi meselesinde Geçici Anaya- sanın getirdiği o özelliklerden biri de bu kanunun 18. maddesinde Devlet Başkanına tanınmış olan af hakkı- nın, sakıt ve sabık iktidar mensupları hakkında kulla- nılmayacağını bildirmiş olmasıdır. Bu fıkra çok yerin- dedir. Yersiz bir acıma hissine okapılmanın lüzumsuz olduğuna kani bulunan kanun vazn, tan af hakkım Devlet Başkanına vermekten çekinmiştir. Bu duruma göre, muhakeme edilip de bir cezaya mahküm edilecek olan- lar, mutlak ve mutlak surette cezalarını çekecekler ve millete on sene içkide yapmış oldukları kötülükleri bu surette ödemiş olacaklardır. Bütün millet, bir an evvel bu suçluların muhakeme edilmesini beklemektedir ve onları sanık iskemlesinde görmekle herkes bir nebze olsun tatmin edilmiş sayıla- caktır. AKİS, 23 HAZİRAN 1960