İnkılâhın ideolojisi : Makinaların muhacereti, Sevket Silreyya. Tarihte zaman ryaman, dünyanın yüzünü bir takım vayılış hâdiseleri daima değiştire gelmişlerdir. Irkların yayılışı, dinlerin yayılışı, Tikirlerin, yahut ecmiyet veya siyaset tarzlarının yayılışı bu hâdiselerin daima görülen mi- salleri gibi hemen rvikralunubilir. Bu yayılışlar daülma, tekevyvün ektikleri devrin hâkim muvazenesini değiştirerek ona yeni bir müuvazene, yoeni bir görünüş vermişlerdir. tekevvün ettikleri devre kendi damrcalarımı vurmuş- lar, kendi yeni kununiyetlerini getirmişlerdir. Şirmdi biz, içinde yaşadığımız tarih devresinde de, bu devrin hâkim mu- vazenesini değiştiren ve ona veni bir yön ve bir görünüş getiren yeni bir yayılış karşısındayız. Adeta akvamı muhacereti gibi tesir itlibarile .asırlar sürecek ve saha itibarlle ise cihanşümül olan bu yeni akışın adı: MABINA- LARIN MUHACERETİ'dir! Şimdi makinalar akıyor, makinalar yerleştikleri yurtları bırakıyorlar. Ba- exları çelikleşmiş ve gökyü?ünde damanları ebedi bulut kesilmiş makina- dan şehirler harıl, harıl haşalıyor! Makinalar yurdunda bezgün mu var, kuraklık mı var? Fakat bunu aramağa me hacet! Hakikat şudur ki, maki- nalar muhaceret yolundadır ve bu akışın önüne arlık hiç bir cSeddi Çine geçemez! Makina bhaddı zafında cansız ve masımnn bir maddedir. Fakat şu da inkâr edilemez ki, öon dokuzuncu asrın ve yirminci asırdan da yasadığımız yılların bütün cemiyet, iktisat, hukuk ve siyaset kaldeleri makinaların bilyasıta eseridir. Bu devrin bâkim muvazenesini makinalar lesis elli. İnsanlar makinalar etrafında toplandı, şehirler makinalar etralmda kuruldu, nakil vasıtaları makina mamulâtını taşıdılar, iç ve dış pazarlar makinalar etrn- fında tecessüs efti. Makinalı memleketler, makinasız memleketleri makina- larile mağlüp ettiler. Makinasız memileketlerin emezi makinalı memlekel- lerin keyfine tam yüz elli yıl makinalar için lokma oldu. Ve bu meydana gelen yeni muyazenenin adiına da MAKİNA MEDENİYETİ dediler, Fakat hakikatte bu medeniyet, varım ve tek cepheli bir muvazene idi ve Çıpkı eski Komanın, dünyanın yarısındaki hegemonyası gibi, bir ekalliyetin, ekseriyet üstüne istlilâsı ve tahakkumuü mahiyetinde kaldı. O da, kendin- den evvel gelen bütün medeniyetler gibi, cihansümul olamamak eksikli- ginden kendini kurltaramadı. Çünkü makina medeniyetl de, yahut bu medeniyetin hiç olmazta şimdiye kadar yaşadığımız safhası da teknik, kültür, san'at ve siyaset üstünlüğünü Ğ