KADRO. Onyıl Cümhuriyet. Büyük Şefimiz, bu kutlu hâdiseyi fırsat bilerek birbirinden ma- nalı iki nutuk söyledi. Banların her ikisi de, direktif manasını ta- şımaktadır. Birisi ile, milletina direktif verdi. Öteki ile, milletin vekillerine direktif verdi, o.ı Yuridaşlarım, Az zamanda, çok ve büyük işler yaptık... Fakat yaptıklarımızı asla kâfi göremeyiz. Çünkü daha çok va daha büyük işler yap- mak mecburiyetinde va azmindeyiz.» «Arkadaşlar, Geçen on sene, gelecek devirler için, bir başlangıçtarı başka bir şey değildir.» Yaratlığı göz kamaştırıcı eser karşısında, Set'in bu tarzda ko- nuşmasını, inkılap gençliği, asla onun tevazuuna atletmemelidir. Gazi gibi bir Şel için, «tevazür dediğimiz alelâde ahlâk rütpesi mevzuu bahs alamaz. O, bir taralta cihan tarihinda bir tarafta da milletinin ebedi olan ileri atılışında temsil ettiği dava ile öylesi- ne eb'at almıştır ki, onun hareketlerini «tevazur gibi alelâde in- san ölçülerine vurmak istemek, hiç olmazsa idrak darlığına de- lület eder. Cazi, bu sözlerile «tevazur göstermek istemiyor, Bu sözleri söylerken, takip eltiği makhsat, ihidir: Bir herre, onyılın bayramını, sonsuz .bir savinç .için tabii .dahi olsa, sadece yapılanlarırı bir hulüsasını vermek ve sadeca yapı- lan şeylerin hatırlanması merasimi olmaktan kurlarmak istiyor. Kuartuluş ihtilâlinin kanlı öe muzaffer sathasını bitirdikten son- ra, nasıl o kadarını kâfi görmiyerek hurtuluşun diğer şartlarını yerine getirecek olan inkılâpları da hazırladı ise, bu birinci onyılın parlaklığı karşısında kamaşmış olan gözleri ve idrakle- ri, kendi heskhin iradesile temizliyerek gelmehte olan öteki on 8